13 Aralık 2021
03 Aralık 2021
Ne zaman ki bir takım şeylere önem verdiğimi görsem kendi kafamı suçlarım, ona güvenmem ve bir zayıflıktan, bir bozukluktan kuşkulanırım. Kendimi her şeyden kurtarmaya, kendimi kökümden sökerek yükselmeye çalışıyorum; beyhude ve yararsız olmak için, köklerimizi kesip atmalı, metafizik yabancılar haline gelmeliyiz.
16 Kasım 2021
“O kapıdan, o pencereden, o kurşunlardan, o piknik sepetinden, o geçmişten ve o gelecekten, korkulardan, şüphelerden, bayraklardan, dillerden, isimlerden, intikamlardan ve suçluluklardan, kinlerden, nefretlerden, sınırlardan, dağlardan, yollardan, sürgünlerden, çetelerden, her şeyden, var mı, her şeyden arkamıza bakmadan kaçıyoruz işte. Madem zaman bir türlü geçmiyor; biz geçeriz. Vazgeçeriz.”
30 Ekim 2021
20 Ekim 2021
12 Ekim 2021
Bir gün yaşadım diyor. Ama şehirde odanın içindesin anca güneş pencereyi geçince fark ediyorsun vaktin geçtiğini...
İnsan günü güneşe göre yaşıyor, gün yaşadım diyebiliyor..."
06 Ekim 2021
24 Eylül 2021
17 Eylül 2021
“Bir süredir hem iç dünyamın, hem de gezegenimiz dünyanın karanlığı, boğuntusu çok koyulaştı, kalem kuvvetiyle gerçekliği eğip bükerek bu koyuluğu seyreltmeye çalışmak dışında ne yapılabilir, diye soruyorum kendime. Okuyoruz ve yazıyoruz: Aynı anda hem bildiğimiz gerçek dünyanın tam içindeyiz hem de ayaklarımız bambaşka var olmayan dünyalara sağlam basıyor. Böyle bir ikili duyuşu, düşünüşü mümkün kılan bir zihnimiz olmasaydı ya da biz zihnimizi böyle bir duyuşu ve düşünüşü mümkün kılacak biçimde geliştirmeseydik yaşadığımız dünyadan bir şey anlamazdık. İnsandan bir şey anlamazdık.”
02 Eylül 2021
sıyrıldı maskesinden
tramvay bomboş geçti
istiklal caddesinden
boş masada hayalin
kimseye görünmeden
şarap verin hanıma
orda hanım yok ağbi
…hassikter be sezai
Balo sokağa sızarım
hiç kimseyi üzmeden
bir intihar biçimi
hiç de faça vermeden
Beyoğlu’nda gezerim
burda geçmiş hayatım
şişe aç be sezai.!
burda bitsin hayatım.
31 Ağustos 2021
24 Ağustos 2021
17 Ağustos 2021
04 Ağustos 2021
03 Ağustos 2021
Ayıplarımızın üstüne
Kızıl diller yalarken
Gökyüzünü
Ölü bedenler çöküyor
Suyun dibine
Ağır ağır
Bir matem raksında sallanarak
Ve kendini kurban etmeye çıkmış
Anaların duaları
Göğe çarpıp dönüyor birer birer
Göğün akkor kafesine
Gecenin gölgesi düşerken
Üstümüze
Kararıyor genç ölülerin
Ak dişleri
Yüzüm yanıyor
Yanıyor yüzüm
Bu yangın, bu utanç
Bu hüzün
Bitmeyecek mi ey tanrım
Ses ver ey kadir-i mutlak
Ve tanrı susuyor
Yer gök susuyor
Ayı ikiye bölen bulut
Beni de kesiyor o zaman
Sıkıyorum dişlerimi
Çakmak taşları çatlıyor
Utancından
Benim acım diyor Gülten Akın
Benim acım
Acıların beyidir
İnsaf et beyim
İçtiği kan olmuş beyim
Ne deyim artık sana
ne deyim
Deniz bağırıyor: Boğuluyorum
Orman haykırıyor: Yakılıyorum
Ağaç çığlık çığlığa: Sökülüyorum
Değil mi ki
Karar verilmiş
Dar-ül harp harap olacak
Ölüm fermanı boynuna asılacak
Ey mahşeri yığın,
Ey aklını çorbasına katık eden
Güruh-u mutade
Durgun, kıpırtısız,
Asırlardır duyarsız
Kestin mümkünümü çarelerimi
Onulmaz kıldın yarelerimi
O yaşlı adam
Hani o ağlayan
Süt neyse
Kaymak da o olur
Diyeni unutma
Kirli süt
Kirli kaymak
Behey ahir zaman Ebreheleri
Behey Haccac-ı zalimler
Hangi kitapta yazar
Bu kadar cana kıymak
Nemrut gibi zalim n’oldu
Bir sinek girdi kulağına
Bir küçük sinek
Parçaladı kafasını kayalarda
Can cekişerek
Evet
İşte bu bir ibret
Biliriz ve tekrar ederiz ki
Her Musa’nın bir firavunu varsa
Her firavunun da
Bir Musa’sı var elbet
Bir yanda perde-i zulmet
Bir yanda perde-i cinnet
Elveda diyor
Elveda diyor memleket
Kara çarşaflar çektiniz
Ufkumuza
Gün ışığı vurmaz oldu
alnımıza
Bir taun
Bir lanet
Bir afattır üstümüze gelen
O dedi ki:
Yurdumuza çöktüler
Çökertmeyi yaktılar
Yürekler kan ağlarken
Seyrimize baktılar
Ben dedim ki:
Göğsümün üstünde
Bir değirmen taşı
Taşı taşı taşı
Nereye kadar
Taşı da taşı
Taşı da taşı
25 Temmuz 2021
12 Temmuz 2021
07 Temmuz 2021
05 Temmuz 2021
11 Haziran 2021
01 Haziran 2021
31 Mayıs 2021
Dış dünyamın kalitesinin daha iyi ya da daha kötü olmasının benim temel sorumluluğum olduğunu, hayatımdaki tersliklerin ve bazen trajik olayların Oluş seviyeme bağlı olduğunu ve bunların yalnızca korkularımın, yıkıcı düşüncelerimin ve olumsuzca kurduğum hayallerimin maddeleşmiş halinden başka bir şey olmadığını farkettiğim andan itibaren şikayet etmekten, başkalarını suçlamaktan, pişmanlık duymaktan ya da kendime acımaktan vazgeçtim.
18 Mayıs 2021
03 Mayıs 2021
01 Mayıs 2021
Bir arkadaşın kahkahaları... Yeni doğmuş bir bebeğin parmağınızı kavraması.
Hayat da aynı zamanda kırılgan, Gözünü kırptığın anda gidebilir, hemencecik.
Korku karşısında zihinlerimiz, bir anlam ifade etmese bile travmamızı bir hikayeye dönüştürür.
Öyleyse aklınız neden size dünyanın kötü olduğunu söylesin? Çünkü kötü, korkunuzun doğru olduğu anlamına gelir. Kötülük, vazgeçebileceğiniz anlamına gelir.
Ama hepimizin kahraman olma kapasitesine sahip olduğumuza inanmak... Dünya ne kadar kötü görünürse görünsün... Bu daha zor... Çünkü bu, en kötüsü olduğunda... Ayağa kalkmayı seçebileceğimiz anlamına gelir. Yardım etmeyi seçebilir.
Ve bütün gün çevremizdeki insanlar bunu yapar.
Öyleyse dünya karanlık mı? Elbette.
18 Nisan 2021
26 Mart 2021
Yeni güne uyandığımız da bazen elde etmenin ve elde edememenin yetersizlikleri arasında gelgitler yaşarız. Başka bir bireyin sınırsız imkanlara sahip olduğunu görmek bizde onun bu sınırsızlıktan dolayı çok mutlu olduğu hissiyatını uyandırır. Hiç kimse aslında uçsuz bucaksız bir mutluluğa sahip değil. İnsanoğlu sadece var olduğu kadarıyla yetinemediği için daha farklı olmayı istemektedir. Bu toplumların ortak bir sorunudur.
17 Mart 2021
11 Mart 2021
28 Şubat 2021
21 Şubat 2021
Düşüncelerinin, tutumlarının, sözcüklerinin ve görünüşlerinin her biri, hatta yüzündeki belli belirsiz bir kasılma bile tüm dünyaya, senin sorumluluk düzeyinin hangi yükseklik derecesinde bulunduğunu ve ne kadar özgür olduğunu anlatır.
Bu, hem seni mucizevi biçimde bulunduğun yere yerleştirir hem de kaderini, ekonomini ve yaşam tiyatrosundaki rolünü belirler.
Dünya bilir. Dünya, seni açığa çıkarır. Bu sebepledir ki insan saklanamaz.
Seninle çarpışmak kişiliğimi pekiştirir benim.
Ayak bileklerime kadar bu deredeyim işte,
Yerin yassı taşları tabanımın altında,
Alnımda birleşmekte güneşin raylarından
Hışırtıyla geçen kartalların sesleri.
Unuttuğum bir bitkinin yaprakları gibi
Göğsüme değerse kurşunların, ne çıkar?
09 Şubat 2021
04 Şubat 2021
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim
02 Şubat 2021
25 Ocak 2021
19 Ocak 2021
08 Ocak 2021
05 Ocak 2021
01 Ocak 2021
“Niye Amerikalıyım? niye Kanadalıyım? ne ki bu? anlamı ne? birileri bir çizgi çekmiş ve ‘burası, budur.’ demiş. Ama biz çok daha fazlasıyız. Doğduğumuzda ailemiz oluyor, soyadımız belli yani. Sonra ebeveynlerimiz bir isim seçiyor ve diyor ki adın Joel olsun. Anlamı Yahweh’in muhteşemliği. Ve ona yaraşır bir hayatın olmalı ve bizi kötü göstermeyeceğin hususunda sana güveniyoruz. Harvard’a gideceksin ve doktor olacaksın ve bu arada Katolik’sin ya da Yahudi’sin veya her neysen osun. Sanki her şey önünüze konan soyut yapılardan oluşuyor ve sizi bir şekilde bir arada tutmaları gerekiyor. Bıraktım ben onları. Bir arada tutulmasam da olur. Tıpkı Andy gibi uzayda süzülmekten memnunum. Yani işte güneşin etrafında 10.000 km hızla dönmekten, lavlarda yüzen tektonik levhalar üstünde dengede durmaktan. Kıyametin gelişine ya da her ne olacaksa ona hazırım. Şahaneyim. Tüm bunlar şahane. Ruhani bir yolculuğun içindeyiz, o kadar ve hepimiz aynı yere gideceğiz. Tabii öyle bir yer varsa...”