24 Ocak 2018

Tutuklanmak için çalmadığım kapı kalmadı, sonunda kaçma şüphesi vardır gerekçesiyle tutuklandım. Dava önce, Ceza Yasasının 141 inci maddesinden açılıyordu.  Yani, şu ünlü madde: Sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerindeki tahakkümünü kurmak amacıyla örgüt kurmak. Örgütten bol ne var ki. bul örgütünü, kur tahakkümünü...


22 Ocak 2018

Özgür olmak isterken yitip gidenlerin özlemi...
11 yaşlarında sabahın 6sında başucumda çalan bir alarm yoktu. Bir yerden bir yere yetişme telaşem yoktu. Annemin önüme koyduğu yemeği beğenmeme lüksüm vardı. Babamın verdiği bozuk paranın ettiği kadarıyla yetinmeyi bilmekti ekonomi. Tek sabırsızlığım almak istediğim oyuncağa biran evvel kavuşmaktı. Gelecek kaygım yoktu. Aile büyüklerimin doğrusu benim de doğrumdu. Saflığın sembolü de bu olsa gerek ya. İnanmak istediğim doğru bilgi güvendiklerimin avuçlarındaydı. Ta ki büyüyene kadar... Ta ki insanoğlunu sorgulayana kadar.
Ve adil olmayan bu düzene, bir canlı getirmek için oldukça karanlık bir coğrafyaydı burası. 
Güvensiz bu topraklar da güvenli bir kaç dost ve yar sevdasından kalan başka bir şey yok artık.
İşte dünden geriye kalanlar...

19 Ocak 2018


Islak odunlarla soba yakmak isterken kullandığı benzin nedeniyle evini kaybeden 83 yaşındaki Ali Meşe ve kedisi.
Ama tüm bunlar olurken şu gerçeği de tek güvencem sayacağım.
Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz.
Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler.
Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce.


Kadın gider ve bunun şiir olduğu söylenir 
kadın gider ve bir şair doğar bundan 

"Yazın bittiği her yerde söylenir"se 
kadının gittiği de her yerde söylenir 
kadın gittiği her yerde şiir diye söylenir: 
Kadının gittiği yazın bittiğidir, her yerde 
yaz biter kadın giderse, bunun sonu şiirdir, 
yazın sonu şiirdir, şiirdir aşkın sonu... 
Şehir her semtiyle yazın peşine düşse 
yaz uzar bundan ve aşklar da nasiplenir, 
yazın peşinde şehir, kadının peşinde şiir 
eylülün semtine kadar böyle gidilir 
bir gecede gittimdi hazirandan eylüle 
eylül yazdan terkedilmişti, şiirse haziranda 
kadın tarafından terkedildi o söylenceye: 
Bütün oğullar anneyi bir şiire terkeder! 
O kadın beni terkederse şair olurum 
oğul olduğum kadın sakın beni terketme, 
şiirdir söylenir, yazdır biter, kadındır gider

Bütün kadınlar şiiri bir kadına terkeder!

15 Ocak 2018

Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim. 
Vatan çiftliklerinizse, 
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan, 
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan, 
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın, 
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan, 
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın, 
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa, 
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan, 
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa, 
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan, 
ben vatan hainiyim. 
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.

Doğum günün kutlu olsun Nazım Usta.
Yaşadığımız şeyleri bir fotoğraf kadrajının arasında hapsetme telaşımız onu birebir deneyimlemek, ondan keyif almak mutluluğunun önüne geçmiş durumda.

11 Ocak 2018

Gereksindiğim şey bir bakış açısı. Derinlik yanılsaması, bir çerçevenin yaratacağı, düz bir yüzeyde biçimlerin düzenlenişi. Bakış açısı gereklidir. Yoksa sadece iki boyutla kalırsınız. Yoksa yüzünüz bir duvara bastırılmış yaşarsınız, her şey devasa bir ön plan oluverir, ayrıntılar, yakın planlar, saçlar, çarşafın dokuması, yüzün molekülleri. Deriniz bir harita gibi, bir boşunalık diyagramı, hiçbir yere varmayan ince yollarla çaprazlanmış. Yoksa o anın içinde yaşarsınız. Bu da olmak istediğim yer değil.

08 Ocak 2018

Nazım Hikmet diyor ki; 
Bir gün çok bunalırsan denizin dibinde 
Yosunlara takılmış gibi soluksuz 
Sakın unutma gökyüzüne bakmayı 
Gökyüzü senindir, 
Gökyüzü herkesindir.

06 Ocak 2018

"Hızır gelip de bir kez daha ömrümün bir bölümünü yaşama fırsatını verse ben ilk yılları seçerim. Patlak ayakkabılarım, yarı aç midem, üşüten giysilerimle Cumhuriyet’in ilk yıllarını... Çünkü saygın bir ülkenin onurlu vatandaşlarıydık..." 

Aydın Boysan


04 Ocak 2018

"Bir defa kendimizi düşünsek tüm doğruları, bütün mecburiyetleri terk etsek. Bıraksak kendimizi"


03 Ocak 2018

Mutlu olanların hepsi uyuyor şimdi. Mutsuz olanlara selam olsun.