26 Kasım 2018

5 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyeti’nde, ülkede 30 yıldır iktidarda olan diktatör Rafael Trujillo’ya boyun eğmeyen üç kız kardeş iktidarın emriyle öldürüldü. Patria Mirabal, Minerva Mirabal ve Maria Teresa Mirabal, Trujillo onları sonsuza kadar susturma kararı alana kadar çeşitli yollarla direnmeye devam ettiler. Defalarca tutuklanan Minerva ve Maria Teresa’nın uzak bir hapishaneye özellikle nakledildikleri eşlerini ziyaret etmeye giden üç kadın, dönüş yolunda ıssız bir yerde şoförleri ile birlikte saldırıya uğradı, öldürüldü ve olaya kaza süsü vermek üzere bedenleri arabalarına tekrar konduktan sonra uçurumdan aşağıya atıldı.

Trujillo, Latin Amerika ülkelerinden elini hiç çekmeyen ABD’nin desteğini uzun süre arkasına almıştı. En büyük görevi, dünya üzerinde ve Latin Amerika’da esen sosyalist devrim rüzgarının ülkeye girmesini engellemek ve Amerikan sermayesi ile iyi geçinmekti. 31 yıllık iktidarında 500 binden fazla insanı gizli polisi aracılığıyla öldüren ve birçok kişiyi işkencelere maruz bırakan Trujillo, dönemin tanıklarına göre ülkenin kadınlarına “sahip olduğunu” düşünüyordu. Emir verdiği halde yanına istediği kadınların gönderilmemesi demek, ailelerinin devlet başkanına itaat etmemekten ceza alması demekti.



Batista diktatörlüğünü alaşağı eden ve sosyalist devrimini gerçekleştiren Küba örneği, Dominik Cumhuriyeti’nde de artık boyun eğmemeye kararlı bir grup insanı biraz daha harekete geçirdi. Trujillo’yu devirmek için denizden adaya inen 50 devrimcinin öldürülmesinin ardından, öldürüldükleri tarih olan 14 Haziran, ülke içerisindeki muhalif grubun yeraltı örgütünün adı oldu. 14 Haziran hareketi içerisinde Las Mariposas (Kelebekler) kod adını alan ve hala bu isimle hatırlanan 3 kız kardeşin ölümü, direnişi söndürmek yerine daha da güçlendirdi.

1981 yılında Latin Amerika'daki kadın aktivistler, faşist diktatörlere karşı yaptıkları bir mücadele ilanı olarak Mirabal kardeşlerin öldürüldüğü gün olan 25 Kasım’ı “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak belirlediler; 1999’da ise Birleşmiş Milletler, 25 Kasım’ı "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü" olarak kabul etti.

Bugün kadına şiddet sistematik ve yaygın biçimde devam ediyor. Kadınlar öldürülüyor, fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalıyor. Ancak ortadan kaldırılması için mücadele vereceğimiz şiddet, yalnızca evde ve sokakta koca ya da sevgili tarafından uygulanan değil, aynı zamanda gazetelerde ve televizyonlarda pekiştirilen kadın düşmanlığı ile iş yerinde patron tarafından da uygulanan şiddet. Kadınların, eğer çalışabilirlerse, düşük ücretlerle ve kayıt dışı çalıştırılmaları, haklarını aradıklarında da “evlerine gönderilecek” ilk grup olmaları gerçeği, bu durumu kullanan sömürü düzenine karşı durarak değişecek. Bundan 58 yıl önce, okyanus ötesinde Mirabal kardeşlerin yazdığı tarih, bugünün kadınlarının ekonomik, fiziksel ve psikolojik her türlü şiddete ve şiddeti besleyen sömürü düzenine karşı dimdik durabilmeleri için bir zemin oluşturacak.

25 Kasım 2018

Özgürlüğümüz sadece yaşadığımız sınırlar kadar. Kimi için bir köy evi, kimi için 90m2 yalın bir daire, kimi için ise dünyayı karışlamak.
Sınırlarını genişletmek istediğinde bir karşılık bekliyor dünya senden. Her coğrafyaya ait bir kimlik, bir dil, bir miktar para. Bu saydıklarımdan para olunca diğerlerinin zemini zaten kendiliğinden oluşuveriyor. Dolayısıyla parası olanlar şanslı.
Bir de parasına zaman ve enerji ekleyenler var. Onlar ise Dünyanın sahibi.

22 Kasım 2018

Zihnimden geçen kelimeleri başı boş bıraktığım da, ipini salmış bir kısrak gibi nereye gideceğimi bilmeden şaşkınca izliyorum kendimi.
Kelimeler, sayılar ve buna eşlik eden hayatlar silsilesi. Anlam yüklemek çok ağır geliyor.. 
Hafifletici yüklemlerin verdiği yetkiye dayanarak yaşamak istiyordum artık. Zamansız ve telaşsız.

16 Kasım 2018

“Son araştırmalar, yaşamda uğruna mücadele etmeye değer bazı şeylerin önemli olduğuna işaret ediyor: Hayatta size kalıcı mutluluğu sağlayacak yaşam koşulları mevcuttur. Bu koşullardan biri başkaları ile kurduğumuz ve kurma ihtiyacı duyduğumuz bağlar olan ilişkililiktir. Sevginin nereden geldiğini, tutkulu aşkın neden bir zaman sonra söndüğünü ve hangi aşkın “gerçek” aşk olduğunu gösteren araştırmalar sunacağım. Buda ve Stoikler tarafından sunulan mutluluk varsayımının değiştirilmesi gerektiğini önereceğim: Mutluluk hem içeriden hem de dışarıdan gelir. Dengeyi doğru tutturmak için hem kadim bilgeliğin hem de modern bilimin rehberliğine ihtiyaç duyarız."

08 Kasım 2018

“Söz” ile “sihir” başlangıçta aynı şeylerdi. Kelimelerin sihirli güçleri vardır.
Hatta kelimeler bugün bile bu sihirli güçlerinin önemli bir kısmını korumaktadır. Mesela, çok büyük bir mutluluğa sebep olabildikleri gibi, derin bir üzüntüye de yol açabilirler. Kelimeler, insanoğlunun en güçlü duygularını uyandırabilecek ve her türlü eylemi gerçekleştirmesini sağlayabilecek bir güce sahiptir. Kısacası, kelimelerin insanlar üzerinde yaptırım gücü vardır. Daha doğrusu, kelimeler insanları etkilemenin evrensel yoludur.
“An” asla bir şeyi veremez: Anlamı. Mutluluğun ve anlamın yolları aynı değildir.
Mutluluğu bulmak için, kişinin sadece anda yaşaması gerekir; sadece an için yaşamaya ihtiyaç duyar. Ama eğer anlam istiyorsa – hayallerinin, sırlarının, hayatının anlamı – kişi ne kadar karanlık olursa olsun geçmişte, ne kadar belirsiz olursa olsun gelecek için yaşamalıdır. Böylece doğa mutluluk ve anlamı bizim için karıştırır ve bizden aralarında bir seçim yapmamızı bekler.
İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların “tecrübe” dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana “tecrübeli” denir.

06 Kasım 2018

Sevdiğiniz insanların burcunu, parfümünü biliyorsunuz ama korkularından, hayal kırıklıklarından haberiniz yok.
Kendime ait küçük bölmem de otururken dünyanın yaydığı bütün zehirler geçiyor ellerimin arasından. Tırnaklarım bile kirlenmiyor. Kusursuz bir bağışıklık. Bir laboratuvar teknisyeninden bile daha iyi durumum, çünkü kötü kokular yok burada, yanık kurşun kokusu dışarıda. Dünya havaya uçabilir, ben yine de virgül ya da noktalı virgül koymak için bölmem de olacağım.