20 Nisan 2017
15 Nisan 2017
Seviyoruz dedik işte,
Sorma, ne kadar?
Baya çok, aşırı şiddetli.
Kuvvetli, heybetli, artı hiddetli.
Kısaca söylersem, su kadar.
Uzunca, mississippi kadar.
Şirince, pisi pisi kadar,
Elimle, gösteriyim mi?
Nah bak, şu kadar.
Ah, huma kuşu kadar,
Vah, işçi maaşı kadar.
Tüh, az mı oldu bu kadar?
Uzatma işte..
Seviyorum dedim,
O kadar !
Sorma, ne kadar?
Baya çok, aşırı şiddetli.
Kuvvetli, heybetli, artı hiddetli.
Kısaca söylersem, su kadar.
Uzunca, mississippi kadar.
Şirince, pisi pisi kadar,
Elimle, gösteriyim mi?
Nah bak, şu kadar.
Ah, huma kuşu kadar,
Vah, işçi maaşı kadar.
Tüh, az mı oldu bu kadar?
Uzatma işte..
Seviyorum dedim,
O kadar !
09 Nisan 2017
Trent Parke, Çek Cumhuriyeti, 2001
“Tren yolculuğunu severim ben” dedi ağzından saçılan dumanların arkasından. Gitmek fiilinin altını, çift çizgiyle en güzel trenler çizermiş ona göre. Otobüs koltuğunda Ramses gibi kıpırdamadan oturanlara, yolculuk ediyor denemezmiş doğrusu. Sonra trenler her zaman bir sır taşıma olasılığı taşırlarmış. İnsanlar vagondan vagona geçtikçe, tuvalete, restorana gidip geldikçe, ilginç şeylerle karşılabilirmiş insan.”
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)