26 Mart 2013


It breaks my heart 'cos I know you're the one for me

Don't you feel they're never had a story obviously

To never be

You would never know

I would never show

What I feel what I need from you no

You would never know

I would never show

What I feel What I need from you

every smiles come my reality irony

You won't find out what is being killing me

Can't you see me, can't you see

25 Mart 2013


Yolun düşerse kıyıya bir gün
ve maviliklerini enginin
seyre dalarsan,
dalgalara göğüs germiş olanları hatırla,
selamla, yüreğin sevgi dolu
çünkü onlar fırtınayla çarpıştılar eşit olmayan savaşta
ve dipsizliğinde enginin yitip gitmeden
sana liman gösterdiler uzakta

19 Mart 2013


Zamansız gelme elim kolum dağınıksa sarılamam.
Turgut Uyar
Ve hazırlıklı değildim ve bildim
Ben suyun bir dakika durduğu
Durunca boğulduğu bir yerdeyim.
Edip Cansever



Ben çocukken o kadar sessiz ağlardım ki bazen kendim bile farketmezdim ağladığımı. Çoğu zaman gölgelere saklanırdım. İnsanların içine çıkınca da hep şirin, o başı okşanmak istenen sevimli kız olurdum. Ben hep kendimi nasıl sevdirebileceğimi düşündüm. Hiç kimsen yoksa kendini sevdirmek zorundasındır.

Babalarından şikayet eden kızları can kulağıyla dinlerdim hep. Benim kavga edecek bir babam olmadı. Bana bağırıp çağıracak, sonra da pişman olduğunda gelip ne diyeceğini bilemeyecek bir babam olmadı. Giydiklerime karışan bir babam olmadı. Okuduğum kitapları, seyrettiğim filmleri, dinlediğim müzikleri gizlice kontrol eden bir babam olmadı. Eve 5 dakika geç kaldığımda başıma bir iş gelmiş olabileceğini düşünen bir babam olmadı. Erkek arkadaşım olduğunu öğrendiğinde dünyası başına yıkılan bir babam olmadı. Çevrenin beni kötü yola düşürmeye çalışan adamlarla dolu olduğunu düşünen bir babam olmadı.
Bütün kızların vardı kavgalı olduğu bir babası. Ve hepsi bütün o kavgalardan sonra dönüp dolaşıp yine barışmışlardı babalarıyla. Birbirlerini anlamış, herşeyi affetmiş, eski günlere dönmüşlerdi.

Çünkü bir kızın kalbi her zaman babasına aitti. Babanın kalbide kızına.
Benim hiç kalbim olmadı.

Karanlıkta herkesle çarpışabilir insan





Babamın öldüğü gün birine aşık olmuştum. Bazen öyle olur; her şey üst üste gelir. Polis olmasaydım, katil olurdum. Çünkü sahici bir sarsıntı sahte bir dengeden iyidir. Binlerce ceset, binlerce katil ve bir evlilik gördüm. Seni, intihar ettiğin gün tanıdım kızım. Seninle o gün barıştım. Şimdi sadece geceleri yapayalnız ve yalın ayak anlayabildiğim şeyler var. Şimdi benim de yalanlara inanmaya ihtiyacım var, bütün çaresiz insanlar gibi, dağılan bir okul gibi. Acılarımız da birbirine benziyor artık kızım. Birbirine benzeyen parmaklar gibi; ama her birinin eşsiz bir izi var. Bazen gözlerim doluyor karanlıkta ama fısır fısır konuşmaya başlıyorsun kulağımın dibinde hiç susmuyorsun. Ağlamama asla müsaade etmiyorsun. Her şey affedildi babacık diyorsun. Hiç ayrılmayacağız diyorsun. Keşke hep yanımda olsaydın diyorum öyle konuştuğunu duyunca. Bu kış çok kar yağar belki beraber kayboluruz diyorsun sen bana. Ama kar taneleri birbirine benzemez ki kızım. Cesetler de benzemez. Ama bir cinayet başka bir cinayeti hatırlatır her zaman. Koşan atlar, düşen atları hatırlatır. Yağmur yağar, durur, tekrar başlar, yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekten iyidir. Beşikten mezara kadar. Karanlıkta herkesle çarpışabilir insan. Yalan mı söylüyorum sana? Affet beni kızım, affet. Bir sürü doğru söyledik ama hiç burnumuz kısalmadı ki kızım.


Her temas iz bırakır

İş işten geçtiğinde bütün mazeretler tedavülden kalkar, kıran ya da kırılan da piç gibi ortada kalır

18 Mart 2013

Çok ömrümüz varmış gibi, bir de beklemeyi öğretiyor bize hayat..

14 Mart 2013

Yalnız Değiliz - Hüsnü Arkan




Aslında çok yalnızız, en azından kendimi zaman zaman bu azınlıkta görenlerdenim. Yalnız olmayan, yalnızlıktan korkanlara gelsin, bu güzel yepyeni ezgi...


Bir eylül akşamındayız, kimse gülmüyor
Bir siyah beyaz fotoğrafta pus gibiyiz
Belki biraz önce birini kaybetmişiz
Siz hiç eksilmediniz mi? Biz çok eksildik

Korkma yanımda kal, şarkılar gibi
Madem yalnız değiliz bize bir şey olmaz
Gitmek dediğin ne? Her sabah bir gemi kalkıyor
Bir yelken, bir dümen, bir de sen; deniz başlıyor

Bu deniz neden kırmızı? Kimse bilmiyor
Kimse sormuyor, neden siyah? Sus gibiyiz
Belki biraz önce birini kaybetmişiz
Bir hikâye bitmiş ansızın, ölüm başlamış.

13 Mart 2013

Öyle mahzun, öyle garip...

  Öyle yıkma kendini,
   Öyle mahzun, öyle garip...
   Nerede olursan ol,
   İçerde, dışarda, derste, sırada,
   Yürü üstüne - üstüne,
   Tükür yüzüne celladın,
   Fırsatçının, fesatçının, hayının...


09 Mart 2013

İnsan Nedir Ki?


insan, insan nedir? bak şu zavallı halimize; et, kemik, yağ, sinir. danadan ne farkımız var?

”- köpekler bizi içimizde kemik var diye mi ısırıyor?
- hayır, içimizde kalp yok diye ısırıyor.”

”sol eli başımın altında olsun, sağ da beni kucaklasın.”

Aşk Var Sevgili


Zamansız Bir Dünya

Bir derneğe, bir dergâha dâhil olup, her sabah kurye ile gönderilen, arasında taze ekmeği bile olmayan gazeteden ne beklenebilir ki?

08 Mart 2013

İnsanların ayrıntılara boğulmadığı günlerden kalma güzel bir cümle vardır .. "Göz gördü, gönül sevdi"... 
Ah Muhsin Ünlü
Sevgili şair, belki de sen haklısın. Susmak en iyisi, unutmak değil de belki hatırlamamak mümkündür…
Unutmak en iyisi. Ama unutmak zor gelir insana. Hatırlamamak daha iyi. Unutmakla hatırlamamak aynı şey değil nasıl olsa

Kelebek Rüyadan uyanır..


Sen eski bir sevda şiirisin..
Bir koku var sende,
Sıcak yaz akşamlarına mahsus..
Ellerinde mi,
Saçlarında mı,
Gözlerinde mi
Bilmem..

Bir koku var sende,
Sıcak yaz akşamlarına mahsus..

Muzaffer Tayyip Uslu

06 Mart 2013


Kolundaki yaralar efendim ?
Tutunurken öyle oldu Olric.. - Ya “yüreğindeki yaralar” Efendim ?
Tutulurken öyle oldu Olric..!

04 Mart 2013

01 Mart 2013

Değişen ben değilim, dönüşen savaş


Hepsi Bu

Değişen ben değilim 
dönüşen savaş 
yaşlanmakla ıslanmak aynı şey: 

bir yağmurun gölgesinde ihtiyarlanmak 

şimdi ölüm bile yetmiyor 
acılarımızı tartmaya 
dostlar 
alıngan bir sahili pinekliyorlar 
bir merhabayı bıçaklar gibi artık 
selamlaşmalar 

değişen ben değilim 
dönüşen savaş 

artık zaman bile yetmiyor 
yaşadığımızı sanmaya 

yine de ışıklar bu kenti 
güzelmiş gibi gösteriyor 
geceleri... 

geceler... 
yani 
Ahmet Haşim in kafiyeleri... 

seni aklıma düşüren 
yerçekimi değil 
yalancı yıldızlar 
öyle uzaksın ki 
üflesem soğuyacaksın 
sarılsam okyanus 

bir aşka yetecek kadar 
ve anımsatacak kadar 
sebepsiz bir ölümü, 
acılarımız 
ve kafiyelerimiz var... 

işte hepsi bu kadar...

Yılmaz Erdoğan

Yol bir yere gitmez!


Yol zamanın bir fonksiyonu değildir. Hız, yolun zamana bölünmüş halidir. İvme ve sürtünme katsayısı bizi ilgilendirmez. Yolda olmak bir hıza sahip olmayı gerektirir. Aksi durum, yolda durmaktır.
Durmak, sıkıcıdır.
Yolda durmak, yolda olmak anlamına gelmez. Yolda durmak, yolda durmak anlamına gelir.
Yolun bittiği yerde durulmaz, ya önce durulur, ya durulmaz.
Bazen yolun kenarından renksiz duru sular akar. O sularda balık da vardır. Yolun yardığı tepelerin biri yeşil toprak, diğeri bej olabilir.
Su, aktığı yerin rengine bürünmez. Ama sana öyle gelebilir.
Ayrıca. 
Yol,
Bitmez.
O, labirentin duvarıdır.
Evet, yol. 
Asla bitmez.