29 Ağustos 2022

“Ne yaparsak yapalım, insanın kalbinde, o tenhalıkta aşırılık hep yerini koruyacaktır. Hepimiz içimizde kendi sürgün yerimizi, suçlarımızı ve harabiyetimizi taşırız. Ancak vazifemiz, bunları dünyanın üstüne salıvermek değildir; kendi içimizde ve başkalarının içinde onlarla savaşmaktır. İsyan, teslim olmamaya, boyun eğmemeye dair dünyevi irade… bugün halen daha mücadelenin temelini oluşturur.”

19 Ağustos 2022

“Bir mizah duygusu geliştirme ve olayları mizahın ışığında görebilme çabası, yaşama sanatında ustalaşırken öğrenilen bir hile gibiydi. Istırabın hüküm sürdüğü toplama kampında bile, yaşama sanatını uygulamak yine de mümkündü. Bir benzerlik kurmak gerekirse, insanın acısı gazın hareketine benziyordu. Belli miktarlarda gaz, boş bir kutuya pompalandığında kutu ne kadar büyük olursa olsun onu tamamen ve eşit dağılım göstererek doldurur. Aynı şekilde ıstırap da ister küçük ister büyük olsun insan ruhunu ve bilincini tamamen doldurur. Bu yüzden de insanın ıstırabının boyutu tamamen görelidir.”

11 Ağustos 2022

Hiç ölmeyecek canlılar olsaydık, tutkulu biçimde sevme yetisine asla sahip olamazdık. Ölümlülük duygusu yalnızca aşkı zenginleştirmekle kalmaz, aşk bizatihi maddesini bu duygudan dokur.

04 Ağustos 2022

Sevdiğimiz birini veya birilerini, bir mekanı, bir ruh halini, yaşanmışlıkları unutmuş gibi yada hiç yaşanmamış gibi davranabiliriz. Oysa kafamızın içinde bir yerlerde bir sahne kurup, bu oyunun başrollerine hayatımızda iz bırakan kişileri koyarız. Bazen unutmaya çabaladığımız, bazen ise çok özlediğimiz kişileri... Kişi bir yere takılıp kaldığında kendine en yakın suretleri aramaya devam eder. Bu bir dost, eski bir aşık, eski bir eş olabilir.

Bir gün oyun sona erdiğinde, perde aslında kapanmaz, tam tersine o kişi için gerçekten açılır ve sıkıştığı kalıpta daha fazla köşeye sıkıştığını hisseder.

Bu içsel döngü ta ki yeni bir el uzanıncaya dek devam eder.