31 Ağustos 2021

"Çoğunluk dünyayı kötü fikir ve eylemleriyle, hem plastik, hem nükleer, hem siyasal kirletirken; bir küçük azınlık, yalnız romanlarda görülebilecek muhteşem bir umutla ortalığı temizlemeye çalışmaktalar.."

24 Ağustos 2021

Bütün öngörüler yanılır; bu, insana bahşedilmiş çok nadir kesin bilgilerden biridir. Ama öngörüler gelecek hakkında yanılsa da, kendilerini dile getirenler hakkında doğruyu söyler, onların şimdiki zamanlarını nasıl yaşadıklarını anlamak için en iyi anahtardır.

17 Ağustos 2021

Siz istiyorsunuz ki çöllerin ortasında susuz bıraktığınız insanlar size yeşil yapraklar arasında güller sunsun.

04 Ağustos 2021

Sonuçta bu dünyadan geçip giderken geride sadece şu kalır: 
Toprağa bir ağaç mı diktin, yoksa oradan ağaç mı söktün? Hak mı yedin, hak mı dağıttın? Gönül mü kurdun, gönüller mi yıktın? Hayat bu kadar sade ve basittir…”
 "bitten, açlıktan, sıtmadan betersiniz.
yüz Türkiye olsa
elinizden de gelse
yüzünü de zincire vurur
yüz kere satarsınız.
milletimin en talihsiz gecesi,
ana rahmine düştüğünüz gecedir."

03 Ağustos 2021

Gecenin gölgesi düşerken
Ayıplarımızın üstüne
Kızıl diller yalarken
Gökyüzünü
Ölü bedenler çöküyor
Suyun dibine
Ağır ağır
Bir matem raksında sallanarak
Ve kendini kurban etmeye çıkmış
Anaların duaları
Göğe çarpıp dönüyor birer birer
Göğün akkor kafesine
Gecenin gölgesi düşerken
Üstümüze
Kararıyor genç ölülerin
Ak dişleri
Yüzüm yanıyor
Yanıyor yüzüm
Bu yangın, bu utanç
Bu hüzün
Bitmeyecek mi ey tanrım
Ses ver ey kadir-i mutlak
Ve tanrı susuyor
Yer gök susuyor
Ayı ikiye bölen bulut
Beni de kesiyor o zaman
Sıkıyorum dişlerimi
Çakmak taşları çatlıyor
Utancından
Benim acım diyor Gülten Akın
Benim acım
Acıların beyidir
İnsaf et beyim
İçtiği kan olmuş beyim
Ne deyim artık sana
ne deyim
Deniz bağırıyor: Boğuluyorum
Orman haykırıyor: Yakılıyorum
Ağaç çığlık çığlığa: Sökülüyorum
Değil mi ki
Karar verilmiş
Dar-ül harp harap olacak
Ölüm fermanı boynuna asılacak
Ey mahşeri yığın,
Ey aklını çorbasına katık eden
Güruh-u mutade
Durgun, kıpırtısız,
Asırlardır duyarsız
Kestin mümkünümü çarelerimi
Onulmaz kıldın yarelerimi
O yaşlı adam
Hani o ağlayan
Süt neyse
Kaymak da o olur
Diyeni unutma
Kirli süt
Kirli kaymak
Behey ahir zaman Ebreheleri
Behey Haccac-ı zalimler
Hangi kitapta yazar
Bu kadar cana kıymak
Nemrut gibi zalim n’oldu
Bir sinek girdi kulağına
Bir küçük sinek
Parçaladı kafasını kayalarda
Can cekişerek
Evet
İşte bu bir ibret
Biliriz ve tekrar ederiz ki
Her Musa’nın bir firavunu varsa
Her firavunun da
Bir Musa’sı var elbet
Bir yanda perde-i zulmet
Bir yanda perde-i cinnet
Elveda diyor
Elveda diyor memleket
Kara çarşaflar çektiniz
Ufkumuza
Gün ışığı vurmaz oldu
alnımıza
Bir taun
Bir lanet
Bir afattır üstümüze gelen
O dedi ki:
Yurdumuza çöktüler
Çökertmeyi yaktılar
Yürekler kan ağlarken
Seyrimize baktılar
Ben dedim ki:
Göğsümün üstünde
Bir değirmen taşı
Taşı taşı taşı
Nereye kadar
Taşı da taşı
Taşı da taşı