28 Aralık 2014

Roboski


Takvimin her yaprağına katliamın düştüğü bu topraklarda, karabasanların pusuda beklediği gökten kar yerine ölüm yağan o uğursuz gece, Roboski
Yazmaz gökten üzerlerine tonlarca bomba yağdırıp, paramparça olmuş cenazelerini ailelerine çıkartıp katır sırtlarında taşıttırmak, traktör kasaların da götürtmek o cenazeleri. 
Yapılan bu katliam insanım diyenlerin yüreklerinden ve hafızalarından hiç bir zaman silinmeyecek. Sadece katliam değil devletin katliamdan sonra ki tutumu da unutulmayacaktır.  
Biz de unutmayacağız. Katır sırtların da taşınan ölülerimizi unutmayacağız. Tırnaklarımızla bombaların yıktığı kayaların ardından çıkardığımız el ve vücut parçalarını unutmayacağız. Kürdün ölümünü kaçakçı diye meşru gösterenleri unutmayacağız. En önemlisi de kendi halkının şeref ve namusunu üç kuruş menfaate satan, kendini satanları da unutmayacağız.

UNUTURSAK KALBİMİZ KURUSUN
UNUTURSAK VİCDANLARIMIZ KÖR OLSUN

22 Aralık 2014

Deli Çocuğun Güncesi

"Bazen insanlar kadar paragraflar da anlamsızlaşır. Hiçbir sözcük seni anlamaz, anlatamaz, yazdıramaz. Çaresiz bırakırlar seni, suskunluğa terk edersin kendini. Sonra biraz daha acı çekersin, hüzün çuvalına eklersin bir şeyler, tekrar yazmaya kalkarsın ve sonra fazlasıyla yazarsın.'

"Büyümemde, delirmemde, yalnızlığımda emeği geçen herkesin gözlerinden öperim"

Ö. B.

İnsan Neden Yalan Söyler?

Oturmamış bir karakter, ego ve düşüncesizlik sonucu harcar karşındakini. İnsan yalan söylemez, içinde insan olmayan bir yer yapar bunu.

Kuş konmayı versin, karakteri olmayan insanoğlunun yüreğine.

12 Aralık 2014

11 Aralık 2014

Kapılar

Kapanan her kapı; bir tecrübe, bir hatıra,
Açılan her yeni kapı; yeni bir umut, yeni bir gülümseme
Çık Zindanından, kır zincirlerini
Yeni güne bir güneş daha doğuyor.

T.A.

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku


Kırklı yaşlarının başlarında bir yazar adayı Arif. Biraz modası geçmiş, ama çekici ve ilginç bir adam. Müzeyyen’le tanışınca tüm dengesi alt üst olur.
Müzeyyen, akıllı ama gösteriş yapmaz, güzel ama bunu da büyütmez. Arif’i çalışması için, arkadaşlarıyla tanışması için, daha düzgün giyinmesi için, sigarayı bırakması için zorlamaz.
Müzeyyen "ideal kadın" ama Arif'in ihtiyacı bu mu?

08 Aralık 2014

John Lennon



"Cennetin olmadığını hayal et
Eğer denersen bu kolay
Altımızda cehennem yok
Üstümüzdeyse sadece gökyüzü var
Hayal et bütün insanların bu gün için yaşadığını... "

Dünyada eksik olan tek bir şey var, aşk..

07 Aralık 2014

Satılık kalplerin, kahpe ucuz bedenleri
çivilerini sökmüş o.ospu ruhuna teslim etmiş
Varsın adı batsın
Neşet'imden gayrısı yalan

05 Aralık 2014

Şiirler yazdım, kitaplar okudum
Elimde bir bardak aldım, onu yeniden oydum
Derinlerde kaldım böyle bir zaman
Kim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktan
Ey yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefaları
Söyleşin benimle biraz bir kere gelmiş bulundum.

02 Aralık 2014

Dedeme

14 yıl aradan sonra doğduğum topraklara doğru yola çıkma nedenimin ölüm olması çok acı vericiydi. Hiçbir şeyin değişmediği de apaçık ortadaydı. Köyümüzün girişine yapılan döner kavşak yolu ve başbakanın defalarca söylediği duble yolları haricinde.
İlk kez bir yakınımı kaybetmiştim. Dedemi. 35 yıl orta Anadolu da öğretmenlik yapan, 6 çocuk babası, idealist dedemi.  
Küçük Dayım, babam ve ben cenaze aracında dedemin tabutunun başında köyümüze doğru ilerledik. 120 km mesafeli bir suskunlukla, gözyaşlarımızı içimize akıtarak gelmiştik. 
Tek vasiyeti ise ilk eşinin yanına gömülmek istemesiydi. Çocuklarının annesi, belki de ilk aşkı olduğundandı.
Sevenlerinin çok olduğunu da mezarının başında toprağını atarken gözüme takılan siyah araçlar, siyah ceketli adamlardan anlamıştım. Kaymakam, Komutanlar, Emniyet Müdürleri hep öğrencileriymiş, severlermiş dedemi.
Her toprak attığım da dedemin üstüne bir kaç damla da gözyaşım karıştı toprağına. Dayanamadık küçük dayımla sarılıp hüngür hüngür ağladık. Atılan son topraktan sonra herkes dağıldı.

Yalnız başıma mezarlığın başında öylece kalıverdiğim de, duymak istediğim tek bir sesin acımı biraz hafifleteceğini umup telefona sarıldım.
Telefon uzun uzun çaldığında o sürenin 10 saniye değil de, sanki 14 sene gibi geldi. Doğduğum toprakların bana gösterdiği sitemiydi sanki. Yalnızlığım biraz daha arttı...

Huzurla uyu dedem. Geri de güzel anılar, güzel yetiştirdiğin evlatlar bıraktın. 
Torunun