15 Temmuz 2020

Yeni güne uyandığımız şu ahir dünyada her gün bir paradoksla baş başayız. Yağmur gibi akan yeni bilgi akışının içinde zaman zaman kayboluyoruz.
Kendimizi bile bulamadığımız bu evrende içsel bir yolculuğa çıkıyoruz. Nesnel olan gerçeklik artmaya devam ettikçe, manevi hakikate olan inançlarımızda azalmaya devam ediyor.
“İnsan eğer bir eziyetle, sıkıntıyla karşılaşmışsa bunu kendine bizzat kendisi yapmıştır.”
Bugünler de tam da yaşadığım durum bu. Nefes almak, alamamak hiç bu kadar zor olmamıştı. Çaresizce geçmesini beklemek, bir iğne deliğinden geçen hava onca denemeden sonra üç saniyelik bir rahatlama... Bu durum bütün güne bedel.
Hayat kalitemizi arttıran teknoloji falan değil. Aldığımız oksijen kadar varız. Aldığımız oksijen kadar zenginiz.

10 Temmuz 2020

“Dünya kendi düşünü gören, başkalarının kendi alemlerinde, kendi hayalleriyle yaşadığının farkında olmayan milyarlarca insanla dolu.”

03 Temmuz 2020

Elimde kazma kürek; yıllar yılı toprağı kazdım, eledim, savurdum bir yana… Kazdığım toprakta geçmişin izini aradım. Bu yıkıntılar altında saklı kalan evvellerin gizini, kalıntısını, hatırasını zamanın… Bulabildiğim ne? Ulaşamadığım ne? Artık ayırt edemez oldum, derken, dönüp ardıma baktım. O an güneş yüzüme gülümsedi. Peşim sıra serip yaydığım toprak, bitek bir tarlaya dönmüştü..

02 Temmuz 2020

“sen, ben, yaşlı teyzeler, halsiz amcalar
bütün ülke şimdi
o uzak otelin
kâgir merdiveninde oturuyoruz.
ölüme beş dakikamız var
elimizde kırık bir süpürge sapı
ölü ozanlar dökülüyor
gözlerimizden
uğur kaynar
Metin Altıok 
bir de Behçet Aysan”

30 Haziran 2020

Endişelerimiz, kaygılarımız, aldığımız kilolar, daha da beyazlayan saçlarımız derken zaman su gibi akıp gidiyor. Elimizde avucumuzda şu sıralar görünmeyen bir virüsten başka bir şey kalmadı. İnsanlık artık geleceğini değil günlük hayatını kurtarmanın telaşesi içinde kısır bir döngüde kayboluyor. En çokta duygusal olanlarımız bu girdapta dibi zorluyor. "Kötü günleri geride bıraktık, sırada daha kötü günler bizleri bekliyor."

03 Haziran 2020

Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
"Yaşadım" diyebilmen için..

02 Haziran 2020

Aldığımız yeni yaşlar, kararlar derken ahir ömür akıp gidiyor avuçlarımızdan..
Şairin dediği; "yaş otuz beş yolun yarısı" dediği çizgideyim bugün!
Her nefes alamadığım da yalnızlık ve ölümü daha çok hissediyorum. Ölüm bazen ürpertici gelebiliyor. Nefesine nefes olan bir yoldaşın var ise biraz daha cesaretleniyorsun. Bu yüzden bazı yollar yalnız yürünmüyor. En azından yalnız eskimemek, eskitmemek gerekmiş.
Zamanın akıp gittiği ahir ömürden tam on iki bin yedi yüz yetmiş beş gün geçmiş. Varsa bir ödül alabilirim. 
Belki de seni güzel yapan, değerli kılan şeyin nasıl göründüğü ya da neler kattığı değil.
Sevginin, cesaretin içindeki enerjinin aktığına olan inancın senin hayata tutunmanı sağlıyor olması...
Hayatla arandaki bağ da bu şekilde kuruluyor.
Bağ kurmak; doğaya, insana ve hayallere...