11 Mayıs 2020

Eskiye takılıp duruyoruz. İyi anıları çabuk unutuyor, travmalarımızı ise bizimle mezara kadar götürüyoruz. Bu bozuk düzene zaman zaman başkaldırasım geliyor. En büyük devrik cümlelerimle küfürler saçmak istiyor, kalbimden taşasım geliyor.
“Soğuk nasıl kendini hissettirmek için çatlak bırakıyorsa ellerinde, yıllar da çatlaklar açıyor çatında, duvarında. Ha bir de, bazı sevgiler de çatlaklarla hissettiriyor kendini. Çatlakları onarmayı istemek sevginin şifacılığı. Şifacılık da her elden gelmez öyle, hatta hekim olmak da değildir şifacı olmak. Şifa; şifadır. Tedavi tıbbi.
En eski şeyler, asla içimizde eskimeyenlerdir, bundandır dünyaya yenilmek istemeyişim, yenilenmek ve yeni olmayı birbirinden ayırt etmeye çabam.
Ve o çabayı hep sezenler olur. “
Yeni bir hayata başlamak için hafızamızda yaşadığımız kötü anıları sildirmek gibi tıbbi olmayan yöntemler varmış. Peki bu anıların bedenimize verdiği izler! Onları nasıl sileriz?