14 Ağustos 2017

Kuş olsun,
İnsan olsun,
Yalnızlık sevmesini bilmeyenlerin icadı...

31 Temmuz 2017

Otuz iki yıldır konuk olduğum bu hayatın, bugün itibariyle kalan ahir zamanlarını sol yanıma dokunan Çağla'ma adıyorum. Gelecek için verilen en anlamlı bir yanıtı, dilimizde ise bizli sözcüklerden oluşan bir hayat kurma telaşesinin ilk adımlarını atıyoruz...
#happyending


17 Temmuz 2017

Gönül yorgunluğu, insan yorgunluğu mudur? Beden yorgunluğu mu?
Kan pıhtısı bir arzuyla güzelliğe bakmak nasıl bir "yaşama cezası"dır?
Sonsuzluk, Şehrazat, ölümden sonra mı başlar, yaşayalım diye bize verilen şu hayat mıdır?

11 Temmuz 2017

Bazen bir kadını sadece sevmek yetmiyor, deli divane bile değil! Sizi biraz zora sokuyorsa, devasal bir aşkla yaklaşıp sevmelisiniz. Kendinizden ödün vererek, bazen saygınlığınızı yitirerek.
Zira aşkta küçük düşülmez.


10 Temmuz 2017

''Ben buraya hapsoldum Nihat.. Hapsoldum.. Evler dükkanlar ağaçlar.. Hep aynı şeyler, aynı yüzler, aynı sesler.. 7 yaşında geldim ben buraya Nihat ne hayallerle geldim. 40 yıl sonra halime bak. Buranın bir parçası oldum. İskele gibi, durak gibi, Sermet'in köşesi gibi.. Yaşıyor muyum? ölü müyüm? taş mıyım.. duvar mıyım? neyim, hayatımın anlamı ne? 

Çocuklarım.. Babam.. Dedem.. Eski karım..Arkadaşlarım.. Ya ben Nihat? ben? ben nerdeyim ya? yetti artık, burama geldi be! dayanamıyorum.. nefes alamıyorum. ölünce arkamdan iyi adamdı diyecekler, kıyak delikanlıydı diyecekler.. Fedakardı.. Ailesine düşkündü, yardım severdi hep başkalarını düşünürdü..! Çengelköy'ün evliyasıydı..! 

Hadi.. Hadi gömün beni ne bekliyorsunuz? şimdiden gömün! yaşamıyorum zaten.. Yaşamıyorum! yaşasam sen kendin için ne istiyorsun be adam diye sorarım! soramıyorum! korkuyorum!! sevdiğim insana bekle bende geliyorum diyemiyorum ben be! ölmüşüm ben Nihat, ölmüşüm yav! siz öldürdünüz beni siz! ölmek istemiyorum! durduğum yerde çürümek istemiyorum!! o benim son çaremdi..beni bu hapishaneden çıkaracaktı, o benim kurtuluşumdu! gitme demek istedim, diyemedim!! diyemedim Nihat diyemedim!! Elif'de gitti Nihat! ben gene kaldım... Bittim..Bittim ben Nihat.."




Düşlerinde Özgür Dünya

Ben Ali İsmail Korkmaz… 19 yıllık ömrüme insanlara, hayvanlara, doğaya ve hayata duyduğum o büyük sevgiyi sığdıramadım; peşinden koştuğum hayallerime bu sürede ulaşamadım. Fakat biliyorum ki arkamda benim hayatıma sığmayacak büyüklükteki sevgiyi yüreklerinde taşıyan; benim için, benim yerime hayallerimi gerçek kılacak olan dostlar, güzel insanlar bıraktım… Sanılmasın ki kendim için kendi adıma hayaller yarattım; ben, paylaştıkça mutlu olanlardandım…

03 Temmuz 2017

"İyi ol fakat çok iyi olma. Birazcık huysuz ol fakat çok değil. İçinden geliyorsa dua et. Eğer sana rahatlık veriyorsa arada bir küfür de et. Etrafındakilere mümkün olduğunca dostça davran, müşfik ol. Eğer bir gün kötü davranmanı gerektirecek bir durum karşısında kalırsan; bağır, çağır, kır, dök ve unut! Her zaman ve her yerde eline geçen bütün saadeti yakala, en ufak bir parçanın bile kaçmasına izin verme. Yaşa her şeyden önce yaşa ve sırf tesadüfen bu dünyaya gelmiş olduğun için, laf olsun diye günlerini geçirme.

Eğer gerçek aşkı tanıyacak kadar şanslıysan; bütün kalbin, ruhun ve bedeninle sev! Hayatını o şekilde yaşa ki; her an kendi elini sıkabilesin ve her gün faydalı olan, hiç olmazsa bir şey yap ki; gecelerin yaklaşırken örtüleri üzerine çekip kendi kendine "ben elimden geleni yaptım" diyebilesin. Düşüncelerin neyse hayatın da odur. Hayatın gidişini değiştirmek istiyorsan düşüncelerini değiştir."

"Bazı insanları eğitemezsiniz. Kötülüklerini suratlarına vurunca sadece inkar etmez, sizden daha da nefret ederler. Onları görmezden de gelemezsiniz. Cezalarını hak etmişlerse hak etmişlerdir. Merhamet her zaman en doğrusu değildir, en güzeli ve en ahlaklısı da değildir. Size kötülük edenleri mazur görmek, onlara anlayış göstermek, onların içindeki şeytanı ancak besler, büyütür. Affetmek belki de o insana yapabileceğiniz en büyük kötülüktür."
“Evren her zaman istediği kadar saçma görünsün, düşlerimizi gerçekleştirmek için verdiğimiz savaşımda bizim yanımızdadır. Çünkü onlar bizim düşlerimizdir ve o düşleri kurmanın bize nelere mal olduğunu yalnızca biz biliriz."

Piedra Irmağı'nın Kıyısında Oturdum Ağladım

28 Haziran 2017

Bir mizahşöründe dediği gibi, her gün dünün aynısı gibi bu aralar.
Rüzgarı arkasına alan atlar, yaşama telaşı ile bir yerlere yetişmeye çalışan renkli yakalılar.
Duymak istediğimiz bir çift umutlu söz. Yalnızlığımıza ortak etmeye çalıştığımız bir dost kahkahası, bir sevgili öpüşü ise en büyük beklenti..
Hayatsa bir masal söylemi sanki..
Tanrı, çatlama cesaretini gösteren her tohumda, gördüğünün ötesini hissetmek için acıyı göze alan her ruhta, deneme cesaretini gösteren her düşüncede var olur. Korkusuzca ve doğallıkla kendini deneyimler.

21 Haziran 2017

Zamansal Paradoks


Bir gün bir yetimhaneye bir kız çocuğu bırakılır. Yetimhanedekiler bu çocuğa Jane adını verirler ve büyütürler. Jane, bir gün okulda Jim adlı bir adamla tanışır, aşık olurlar; fakat sonra tartışır ve ayrılırlar, ancak Jane hamiledir. Çocuğu doğurur ancak aynı akşam birisi hastaneye girip çocuğu çalar. Jane ise çok hastalanır ve tek çare olarak doktor, Jane'i kurtarmak için onu bütünüyle erkeğe çeviren bir operasyon yapar. Jane, Jim adını alır. Bir gün barda birisiyle kavgaya girişir ve dayak yer, barmen yanına gelir ve der ki, "Bu zamanda mutlu değil gibisin, benim bir zaman makinem var, geçmişe gitmek ister misin?". Jim geçmişe gider ve orada Jane adlı bir kızla tanışır, aşık olur ama sonra ayrılırlar. Bir gün Jane' in bebeği olduğunu öğrenir, gizlice gidip hastaneden çocuğu çalar ve zaman makinesiyle daha da geçmişe giderek onu bir yetimhaneye bırakır. Daha sonra zaman geçer ve birkaç iş değiştirdikten sonra barmen olur. Bir gün dayak yiyen Jim ile karşılaşır ve yanında gidip der ki: 'Bu zamanda mutlu değil gibisin, benim bir zaman makinem var, geçmişe gitmek ister misin?"

16 Haziran 2017

uzaktan parka bakıp üstümü çizmek kolay
görmezler sadece yularlarını
bankın kenarına bağladığım
soyut atların gölgesinde
dinlenebildiğimi

13 Haziran 2017

“Yüzleri ve saçları yaşlandıran Zaman, şiddetli duyguları da yaşlandırır, ama daha çabuk. İnsanların çoğu budala olduğu için, bunu fark etmemeyi başarırlar ve alışkanlıktan başka bir şeyin kalmadığı yerde hala sevildiklerini sanırlar. Eğer böyle olmasaydı, dünyada mutlu insan olmazdı.”
Kendi fikirlerimize aşık olmak da iştahsızlık belirtisi. Dayatılmış yargılar altında yaşıyoruz. İştahımızı kaybetmemek ve çevremizdeki insanlara  iştahlarını kaybettirmemek için sürekli birşeyler yapmamız lazım. Odaklanmak ama tek bir şeye değil, birçok şeye odaklanmak, belki de bütün mesele bu.

06 Haziran 2017

Aşksız ve paramparçaydı yaşam
bir inancın yüceliğinde buldum seni 
bir kavganın güzelliğinde sevdim. 
bitmedi daha sürüyor o kavga 
ve sürecek 
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

ey herşey bitti diyenler 
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler. 
ne kırlarda direnen çiçekler 
ne kentlerde devleşen öfkeler 
henüz elveda demediler. 
bitmedi daha sürüyor o kavga 
ve sürecek 
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

05 Haziran 2017


Bu dünya soğuyacak, 
yıldızların arasında bir yıldız, 
                       hem de en ufacıklarından, 
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani, 
                       yani bu koskocaman dünyamız. 
Bu dünya soğuyacak günün birinde, 
hatta bir buz yığını 
yahut ölü bir bulut gibi de değil, 
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak 
                       zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız. 
Şimdiden çekilecek acısı bunun, 
duyulacak mahzunluğu şimdiden. 
Böylesine sevilecek bu dünya 
"Yaşadım" diyebilmen için..

26 Mayıs 2017

Var olduğuna inandığınız bir büyük varsa şu ahir hayatta, Tanrı'yla aranızı iyi tutun. Zira küçük yaşlarda talep ettiğiniz dilekleri büyüdüğünüzde misliyle verebiliyor. Fakat bir şeyi  iyi hesap etmeniz gerek. Aynı dilekten birden fazla kez istemeniz, doyumsuzluk tanımını ortaya çıkarıyor. Anlam veremediğiniz bir bolluk halini alabiliyor. Üstelik bu hem maddi hemde manevi. Ben manevi ne istediysem Tanrı'dan vermiş olduğunu gördüm. Artık birbirimizi görmüyoruz. Ya benim isteklerimi yerine getiremeyecek olmasından dolayı karşıma çıkmıyor. Yada ben gerçekten çok istemiyorum.  Fakat bir kaç isteğim olacak. Geçmişin hatırına bir el uzatman gerek. Paradokslu bir sabaha uyandım. İdare et Tanrım.

24 Mayıs 2017

Bizim büyük savaşımız kendi ruhlarımızla, büyük buhranımız ise hayatlarımız.

22 Mayıs 2017

Kendinden başka her şeye özeniyor bazen insan
üstelik yolken ve bunun farkında değilken
ne ki gerçek?
ittifakla eyvallah denilen yalan!
‘annem gibi konuşacak olursam
herkesin biraz mayası bozuk’
yola çıkan herkes bir süre sonra yol olur
ve başka yollar geçer üstünden
içinden yollar geçer 
üstünden başka insanlar geçer
yolculuklara çıkan yol çiğnenir yıpranır
ölüp gidemez
hay lanet!

12 Mayıs 2017

"Bize gülüyorlar Ali. Sanki safmışız, kandırılmışız gibi. Yoksulluktan söz etmenin modası geçmiş gibi gülüyorlar. Zamanın sahibiymiş gibi. Bu alaycı gülüş silahtan daha tehlikeli Ali. Sanki sonunda o gülüş büyüyecek büyüyecek, bütün memleketi kaplayacak. Bizi tomsonlar değil ama bu gülüş yenebilir bana sorarsan. Bazen şüpheleniyorum Ali. Belki de herşeyi anlıyorlar. Kendimizi yırta yırta söylediğimiz her şeyi anlayıp sonra bön bön bakıp gidiyorlar ya, anlamıyor sanıyoruz onları. Belki de basitçe istemiyorlar. Sadece istemiyorlar. Ne dersin Ali?"

İnsan Olmak

“Bazı insanlar, biraz olsun büyüdüklerini görebilmek için küçülmeyi göze alırlar. Yeryüzünde büyüklük tutkusu ile en çok yananlar küçüklüklerinden yakınanlardır. Yine yeryüzünde en çok eğilenler en çok doğrulmak, dik durmak arzusu duyanlardır.”