Dünyayla aramızda uzun boylu bir ağrı var
Sadece yağmurda kendini unutturan bir sancı
Oysa başka türlü bir hayat yakıştırırdım kendime
Tanrım ruhum bedenime ne kadar da yabancı
Geniş verandalar, taraçalar istememiştim oysa
dörde iki bir balkona sığardı bütün düşlerim...
Ali
31 Aralık 2015
28 Aralık 2015
Ağır ağır ölür alışkanlığının kölesi olanlar,
her gün aynı yoldan yürüyenler,
yürüyüş biçimini hiç değiştirmeyenler,
giysilerinin rengini değiştirmeye yeltenmeyenler,
tanımadıklarıyla konuşmayanlar.
Ağır ağır ölür yolculuğa çıkmayanlar,
okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
gönlünde incelik barındırmayanlar.
Pablo Neruda
her gün aynı yoldan yürüyenler,
yürüyüş biçimini hiç değiştirmeyenler,
giysilerinin rengini değiştirmeye yeltenmeyenler,
tanımadıklarıyla konuşmayanlar.
Ağır ağır ölür yolculuğa çıkmayanlar,
okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
gönlünde incelik barındırmayanlar.
Pablo Neruda
22 Aralık 2015
Dostum, bizler tarihin üvey evlatlarıyız. Reklamlar bizi arabaların ve giysilerin peşine düşürdü. İhtiyacımız olmayan şeyleri satın alabilmek için nefret ettiğimiz işlerde çalışıyoruz. Hayatta ne hedefimiz var, ne de yerimiz. Biz ne büyük bir savaş yaşıyoruz, ne de büyük bir buhran. Bizim savaşımız ruh dünyamızda. Bizim büyük buhranımız, kendi hayatlarımız. Televizyonla büyütüldük ve bir gün hepimiz milyoner, film yıldızı veya rock yıldızı olacağımıza inandırıldık. Ama olmayacağız ve bu gerçeği yavaş yavaş öğreniyoruz. Ve feci şekilde asabımız bozulmuş durumda.
19 Aralık 2015
18 Aralık 2015
15 Aralık 2015
Özgüven Zehirlenmesi
Çünkü siz
Sevmek yeter sandınız hep!
Elinizden fazlası gelmiyor, tamam.
O zaman n'olur huzur verin, akıl değil.
Akıl sizin aklınız
Yaşamsa benim!
Beni sevdiğinizi biliyorum.
Başka seçeneğiniz olmadığını da!
Başıma gelen en büyük şans, hem de en büyük felaketsiniz.
Farkında değilsiniz,
Kayıp gidiyorum ellerinizden.
Sevmek yeter sandınız hep!
Elinizden fazlası gelmiyor, tamam.
O zaman n'olur huzur verin, akıl değil.
Akıl sizin aklınız
Yaşamsa benim!
Beni sevdiğinizi biliyorum.
Başka seçeneğiniz olmadığını da!
Başıma gelen en büyük şans, hem de en büyük felaketsiniz.
Farkında değilsiniz,
Kayıp gidiyorum ellerinizden.
14 Aralık 2015
Sizlerden istediğim bunu böyle bilmeniz, daha iyi kavramaya çaba göstermenizdir. Zavallı ve çaresiz biriymiş gibi ardımdan ağlamanız beni yaralar. Bu konuda ne kadar güçlü, ne kadar cesur olursanız, beni o kadar mutlu edersiniz.
Hepinize özgür ve mutlu yaşam dilerim.Devrimci selamlar
Oğlunuz Erdal...
08 Aralık 2015
03 Aralık 2015
Gecelerim
Güneşin alevden saçları,
Aşınca karşıki tepeden...
Gölgeler sarar yamaçları,
Ürkerim gelecek geceden..
30 Kasım 2015
Sokak Çalgıcısı / Akordeon
Gözlerinde henüz hayattan umudunu kaybetmemiş, bakışlarıyla ise hergün ki olağan cadde de yürümeye devam eden orta yaşlı bir adam...
Elinde eskimiş akordeonuyla çaldığı klasik ezgi, kaldırım kenarların daki sonbaharı yaşayan yaprakları bile adeta hareketlendiriyordu.
Bir an göz göze geldik ve başımızla selamlaştık. Birbirimizin ne hissettiğini çaldığı ezgi bile anlamıştı...
T.A.
18 Kasım 2015
Sen doğmadan bu dünya varsa, biri Müslüman biri Hristiyan, biri siyah, biri beyaz, tüm çocuklar aynı bahçede oynuyorlarsa... Sonra hudutları, kanunları koymuşlarsa, artık suçta belliydi cezası da belliydi. Senden önce her şeyi düşünmüşler sen doğunca da ha bu dünya budur böyle yaşanacak demişler o dünyanın hudutlarına kendini teslim etme. Sen bir daha bir daha söyle kendi sözlerini, adalet sade kitaplarda yazmaz. Aklın kalbin hep adil olsun ve bunları yaparken daima yüreğine vicdanına kulak ver.
10 Kasım 2015
03 Kasım 2015
Bazen yazacak birşey bulamadığımda, kelimelerin tükendiğini, kendimi ise dipsiz bir kuyuda ki boşlukta hissediyorum. Dinlenecek bir şarkı, okunacak bir kitap kalmamış gibi, kısır döngüye dönüşen hayatımı izliyorum. Ara ara olur öyle diyor astroloji, güneşin ay'a bilmem çekimiymiş, yıldızların paralel takılmasıymış filan. İçimden gülebiliyorum ancak. Oysa ki ben baya baya dışımdan gülerim ki. Hayatta ki en güzel eylem gülmek, güldürebilmek değil midir? Dostlarınızın kıymetini bilin. Yarin yanağının, anason kokusunun, lüferin tadının kıymetini bilin. Sevdiklerinizi yitirmemek için ise bırakın artık şu çay keyfini.
Yazılacak kader değil! Satırlara ve sarılmalara sığmayan özlemden ibaret.
26 Ekim 2015
Dilek Doğan
Devletin 657 sayılı kanununa tabi olup, asli görevi ise halkı korumak olan güvenlik güçlerinin, Türkiye'de çalıştığı kuruma ihanet edip, savunmasız insanları evinde öldürdüğü ülke burası.
#dilekdoğan
#dilekdoğan
21 Ekim 2015
Hüsnü Arkan - Kırık Hava
Bir sandala oturmuşuz geceymiş
Zaman tutuşmuş mekan yanıyor
Bir salkım üzüm akıyor damarlarımdan
Bahçeler bağlar harman yanıyor
Bir salkım üzüm akıyor damarlarımdan
Sen gidiyorsun imkan yanıyor
Bir dağ yıkılıyor ah içerimizde
Bir çiçek büyütmüşüz saksıya sığmaz
Ne sevmekten korkmak ne zulümden korkmak
Bize yakışmaz
Söyle bir kırık hava döneyim
Turna uçsun içimde
Ben seni nasıl sarıp nasıl seveyim
Hayalimde düşümde
Bir kumsala çıkmışız sehermiş
Alaca dağlarda üç yavru keçi
Kuytuda bir kadın ağlar kimin annesi
Bahçeler bağlar harman yanıyor
Kuytuda bir kadın ağlar kimin annesi
Cihan tutuşmuş umman yanıyor
20 Ekim 2015
18 Ekim 2015
Çınar Ağacı
Bu ahir dünyaya bir kez daha gelecek olursam, Moda'da denize bakan yaşlı bir Çınar ağacı olayım.
Yazın genç sevgililerin gölgemde çay içip öpüştüğü,
Kışın ise; tarifeli ada vapuru seferlerine bakıp, siyeciyle başbaşa kalmış dostlarımı izleyim.
Yazın genç sevgililerin gölgemde çay içip öpüştüğü,
Kışın ise; tarifeli ada vapuru seferlerine bakıp, siyeciyle başbaşa kalmış dostlarımı izleyim.
16 Ekim 2015
12 Ekim 2015
11 Ekim 2015
Ellerinde Pankartlar (bu meydan kanlı meydan)
ellerinde pankartlar
gidiyor bu çocuklar
kalkın ayağa kalkın
gidiyor bu çocuklar
bu pazar kanlı pazar
dert yazar derman yazar
kalkın ayağa kalkın
gidiyor bu çocuklar
bu meydan kanlı meydan
ok fırladı çıktı yaydan
kalkın ayağa kalkın
biz şehirden siz köyden
Ruhi Su
gidiyor bu çocuklar
kalkın ayağa kalkın
gidiyor bu çocuklar
bu pazar kanlı pazar
dert yazar derman yazar
kalkın ayağa kalkın
gidiyor bu çocuklar
bu meydan kanlı meydan
ok fırladı çıktı yaydan
kalkın ayağa kalkın
biz şehirden siz köyden
Ruhi Su
10 Ekim 2015
Barış Katliamı
Barış isteyenlerin katledildiği ülke burası
Kendi halkına zulüm eden yöneticilerin olduğu ülke burası
İnsanlık suçunun en ağır işlendiği ülke burası
Burası Türkiye, burası bu kadar işte
Kendi halkına zulüm eden yöneticilerin olduğu ülke burası
İnsanlık suçunun en ağır işlendiği ülke burası
Burası Türkiye, burası bu kadar işte
07 Ekim 2015
03 Ekim 2015
Eylül ayının son günlerinden biriydi, İstanbul’un en işlek semtlerinden biri olan Caferağa’da bir kaç bira içtikten sonra kalktım. Deniz kokusuna, rıhtıma doğru ağır adımlarla ilerliyordum.
Saat 23.30 suları gibiydi. Herkesin muhtemelen evlerine yetişme telaşı ile hızlı adımlarla bir araç bulup bir an evvel kaybolma çabası var gibiydi. Ve karşımda üzerime doğru gelen siyahlar içinde bir kadın!
Evet, yıllar evvel adı aşk denilen duyguyu birlikte öğrendiğimiz o güzide insandı. Heyecanlanmıştım. Bana attığı her adımla kalbim daha da hızlı çarpmaya devam ediyordu. Onun da beni fark ettiğini gördüm.
Yolunu değiştirmedi, bana doğru gelmeye devam etti ve aramızda ki mesafe yarım metreye kadar düşmüştü. Durduk. Gözlerimize baktık. Bu yaklaşık 10 saniye kadar sürmüştü. Fakat bana ayrıldığımız süre zarfı kadar, yani yıllar kadar gelmişti.
Sonra mı?
Nasılsın? Nefes darlığın iyileşti mi?
...
02 Ekim 2015
26 Eylül 2015
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)