19 Kasım 2016

"ağlayınca hafiflenir, kütlenin korunumu 
cam kenarlarından, teraslardan, taraçalardan 
kırk yaşına gelmişim taraça bilmiyorum 
bir filmde duymuştum kadın ağlıyordu 
kadın ağlayınca hafifler su, cılızlar ateş 
cılızlamak olmayabilir bilmiyorum 
kadın ağlayınca ağırlaşır içim, 
ellerini başına koyunca güz 
yıllar içinde saatler hani, yıllar süren saatler hani 
az önce gördüm seni soruyordu."

11 Kasım 2016

Sırf başlayıp bitirebildiğim bir hikayem olsun diye. Bıktım ardımda yarım kalmış hikayeler taşımaktan. Çünkü bizzat ben, yarım kalmış bir niyetim. Anlamlarını bilmeden sevdiğimiz şarkılar var ya. İşte biz böyleyiz. Sesin kıvrılıp büküldüğü yerde ıslanıyor gözlerimiz. Hayat, sahip olduklarımızın dışında kalanlarmış meğer...


Aşk, lunaparktaki tahta ata benzer. Hani jetonla çalışır ya böyle atarsın içine, bir ileri bir geri, bir ileri bir geri. Sanki bir yere gidiyormuşsun gibi bir his böyle, bir coşku. Ayakların yerden kesilir. Halbuki bir yere gittiğin yok. Tahta at çakılı oraya. Jeton bitince, rüya buraya kadar. 

03 Kasım 2016

"Biz, insanlık için yanlış bir zamanda yaşıyoruz. Korkum o ki, yanlış bir zamanda yaşadığımız için insanla ilgili yanlış şeyler öğreniyoruz."

29 Ekim 2016

Moralsiz Kirpi

Bana güzel bir şey söyle yoksa ben
Moralsiz bir kirpi kadar tehlikeli olurum
Kolpadan laflarla idare etmeye kalkma
Bana gerçekten güzel bir şey söyle
Söyle yoksa oyalanacak saçma sapan şeyler bulurum
Beni günlük konuşmalarla geçiştirme sakın
Acele et fazla zamanımız yok
Derhal güzel bir şeyler söylemen lazım
Söylemezsen hatırladığım her şeyi unuturum.

24 Ekim 2016

"Kimsenin birbirine acımadığı, birinin ötekine yardım etmeyi aklından dahi geçirmediği soğuk ve mutsuz bir dünyada yaşıyoruz. Yalnızlıktan korktuğumuz ama sürekli yalnız kalmaya çalıştığımız, yalnızlığımızın yetmediği ve bitmediği bir çağdayız. Ama, kendimizi ve birbirimizi tanımaya gayret etmekten başka çıkar yolumuz da yok."

21 Ekim 2016

Oysa, her şey bir akıntıya kapılmış sürükleniyor dallar, taşlar, yıldızlar, bulutlar, hatta ölüler bile. Hiçbir şey hiçbir şeyi beklemiyor. Bütün bekleyişler bir yanılsama aslında, hem de gerçekliği kavranamayacak kadar büyük bir yanılsama; çünkü bekliyor görünen ne varsa, bekleyişinin içinde yavaş yavaş yürüyor; gizleniyor kimi zaman, daralıyor, dağılıyor ve biçimden biçime girip kendi özündeki sonsuzluğa doğru akıyor.

17 Ekim 2016

Ihlamur kokulu bir bahardı beklediğim. İçinde mis kokulu satırları olan, melankolik eylemlere karşı göğüs germeyi bilmeyen bir dost gülümsemesi gibi. Zamanın içinden geçerken alınan yaraların izlerini silmek gibi. Her lodosla sızlayan gün batımına söver gibi, hatırlamak gibi, hatırlamak istememek gibi..
“Belli, senin şiir falan okuduğun yok. Eğer okusaydın, bilirdin ki aşık adam sınanmaz.”

16 Ekim 2016

Hangi cümleyi kurarsak bu savaş bitecek? Hangi afili yazıyı yazarsak yaşananlara bir son vermeye yetecek?