02 Haziran 2015

Bilim Analizi

Geçinmek için ne yaptığın beni ilgilendirmiyor. Özlediğin, arzuladığın şeylerin hayalini kurmaya cesaret edip edemediğini bilmek istiyorum.
Kaç yaşında olduğun beni ilgilendirmiyor. Aşk için, hayallerin için, yaşıyor olma serüveni için aptal gibi görünme riskini göze alıp alamayacağını bilmek istiyorum.
Saklamaya, azaltmaya ya da düzeltmeye çalışmadan kederlerimizle yüzleşip yüzleşemeyeceğini bilmek istiyorum.
Yüreğin doğanın ritmi ve yaşama sevinciyle dolu bir sevdanın sınırlarına vardığında, o sınırları feda edip edemeyeceğini bilmek istiyorum.
Anlattığın hikâyenin doğru olup olmaması beni ilgilendirmiyor. Kendi ruhuna ihanet etmemek için bir başkasını hayal kırıklığına uğratıp uğratmayacağını bilmek istiyorum. İhaneti göze aldığın her seferinde, sonuçlarını ayakta karşılayıp karşılayamayacağını bilmek istiyorum.
“Güven” kelimesinin senin için ne ifade ettiğini bilmek istiyorum. Bazen sana karanlık gibi görünse bile, gelen günün içindeki o büyülü ışığı görüp göremeyeceğini bilmek istiyorum.
Hatalarımıza fırsat verip vermeyeceğini, bir gölün kenarında durduğumuzda gümüş ay’a benimle birlikte “Evet!” diye bağırıp bağırmayacağını bilmek istiyorum.
Nerede yaşadığın ya da neye sahip olduğun beni ilgilendirmiyor. Keder ve umutsuzlukla geçen bir gecenin
ardından, kırılmış, yorgun ve bitap, ayağa kalkıp kalkamayacağını; “çocuklar” için yapılması gerekenleri yapıp yapamayacağını bilmek istiyorum.
Kim olduğun, buraya nereden ve nasıl geldiğin beni ilgilendirmiyor. Birlikte bir ateşin ortasına düştüğümüzde, gerektiğinde yanmayı göze alıp alamayacağını bilmek istiyorum.
Yalnız kalmaya katlanıp katlanamadığını bilmek istiyorum. İçinde yüreğinden başka tutunacak hiçbir şeyin kalmadığında, o amansız varlığını sevmeye devam edip edemeyeceğini bilmek istiyorum.
Bugüne kadar ne öğrendiğin, ne okuduğun beni ilgilendirmiyor. Diğer her şey bittiğinde seni ayakta tutan şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum...''

01 Haziran 2015

Haziranda Ölmek Zor

neden böyle acılıyım 
neden böyle ağrılı 
neden niçin bu sokaklar böyle boş 
niçin neden bu evler böyle dolu? 
sokaklarla solur evler 
sokaklarla atar nabzı kentlerin 
sokaksız kent 
kentsiz ülke 
kahkahanın yanıbaşı gözyaşı

30 Mayıs 2015

"Tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrı'yı kullanırlar"

27 Mayıs 2015

Anadolu'da Bir Köy 1960

Bir Sırrım Var


bir sırrım var, kendime bile söyleyemeyeceğim
yıllarca saklayacağım onu, bir tılsım gibi, bana seni hatırlatan
bir sırrım var, kimseye söyleyemeyeceğim
bir sırrım var, küçük bir mücevher, ruhumun zincirinde asılı

nasıl bir sır ki bu, “seni seviyorum”a sığmayan?
nedir bu sır, hayatını değiştiren?

bir sırrım var, narin bir beyaz çiçek, senin adına konuşan
gelmiyorsun diye buraya, kapatmış kendini, konuşmuyor kimseyle
bir sırrım var, küçük ve parlak bir ay, seni kaybettiğim zaman parıldar sadece
rehberim olur benim o, her “seni seviyorum” deyişimde, telaşa kapılmadan

nasıl bir sır ki bu, “seni seviyorum”a sığmayan?
nedir bu sır, hayatını değiştiren?




ax zoi, kati mou kruveis, kati magiko pou to potho
pos pernas, kai niotho na to aggizo oso to apotho
na 'mai kala, sta xamila kai do sti gi va ksimerono
na zo me touta ta psila na xanomai sto xrono

na sevomai ti logiki ta sunaisthimata va pnigo
krufa na ginomai paidi na ksanapaizo ligo
ax zoi, kati mou kruveis, kati magiko pou to potho
pos pernas, kai niotho na to aggizo oso to apotho

na leo to pikro gluko na zo duo podia gia na vgaino
kafe na pino sto stathmo na min pidao sro treno
na vazo paraekei to ego min agapiso san koursaros
ki ap tou oneirou na lugo to poupoulenio varos

ax zoi, kati mou kruveis, kati magiko pou to potho
pos pernas, kai niotho na to aggizo oso to apotho

25 Mayıs 2015

İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor. 
Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için. 
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. 
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. 
Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için. 
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için. 
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi birşey vermedigi için. 
Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için.

W.S.

21 Mayıs 2015

En üst kattan düşerdim hergün,
Esmer bir işci gibi 
Dilini bilmediğim bir dünyaya..!!

Didem MADAK

13 Mayıs 2015

Aşağıda ölüm var, yukarıda açlık. 
Aşağıdaki ölüm olasılık,
yukarıdaki açlık kesin.

Soma'lı İşçi

11 Mayıs 2015

Türkiye demokratikleşmeden Evren ölmüş sayılmaz

Gençliğimizi elimizden alan adam öldü. Cumartesi Anneleri’nin ahı, Anneler Günü’nün arifesinde bir cumartesi gecesi onu alıp götürdü. 
Karanlık darbe yıllarının, “asmayalım da besleyelim mi” kindarlığının, 80’lere damga vuran faşist baskının mimarıydı. 
“Bir sağdan, bir soldan” diyerek ipe çektirdiklerinin, Filistin askısında işkence ettiklerinin, gözaltında kaybettiklerinin yanına gitti.
Öte tarafta ilahi adalet diye bir şey varsa, işi çok zor. 
Ama bu tarafta o adalet işlemediği için yargılanıp yaptıklarının hesabını veremeden gitti. 
Son zararı, yargılanacağı kandırmacasıyla berbat bir anayasa değişikliğine vesile olmaktı; onu da yaptı gitti. 
O gitti, ama “eseri” yaşıyor. 
Bir diktatör özentisinde, “Bize eli maşalı başkan lazım” hevesinde, anayasanın bir sürü antidemokratik maddesinde yaşıyor Evren… 
Başımıza musallat olmuş yüksek kurullarda, halka kapatılmış meydanlarda, yüksek seçim barajlarında, basın yasaklarında, kürsüde sallanan Kuran’larda, apolitik kuşaklarda yaşıyor. 
Bakmayın bugün çoğunluğun ardından teneke çalmasına; yüzde 92 oyla bu suçun ortaklarıyız. 
“Diktatör”ü uğurlarken hiç olmazsa şu dersi almalıyız. 
Marifet, zor günde demokrasiye sahip çıkabilmek, diktatöre, diktatörken diktatör diyebilmektir. 
Türkiye demokratikleşmeden Evren ölmüş sayılmaz
C.D.