06 Ocak 2022

Ebedi olana inanç mümkün olmadığında, inancın yerini onun zayıf bir kopyası alır ve insan, mutluluğu dönemin zevklerinde aramaya başlar. Zihnin derinliklerine ne kadar gömmeye çalışsalar da bu zevklerin kısa ve değişken olduğunun da oldukça farkındadırlar. Bu durumun iki sonucu vardır. Bir yanda bir şey kaçırıyorum endişesi vardır. Zihin gergin ve açgözlü bir şekilde bir zevkten diğerine dolaşır fakat hiçbirinde huzuru ve tatmini yakalayamaz. Öte yandan her şeyin dağılmak zorunda olduğu bir dünyada ve hiç gelmeyecek bir yarında iyi bir gelecek peşinde olmanın yarattığı hayal kırıklığı insanlarda "Ne faydası var ki?" düşüncesine sebep olur.

Sonuç olarak çağımız hayal kırıklığı, endişe, sıkıntı ve “uyarıcılara” bağımlılık çağıdır. Bir şekilde henüz yapabiliyorken elde edebileceğimizi etmeli ve her şeyin boş ve anlamsız olduğu düşüncesini bastırmalıyız.