24 Nisan 2015

Bu kentin ışıkları


Bir garip eder insanı, bu kentin akşamları
Sarhoş eder başını gecenin ışıkları
Kızılı alabildiğine kızıl, gün batımı alabildiğine hüzünlü
Hoyrat eser bu kentin yalnızlıkları
Güneş bütün ihtişamıyla bir başka doğar
Tan vakti derin maviliklerin üstüne
Alır başını gitmek istersin adını bile bilmediğin diyarlara
Ellerini üşütür hüznü uzak kalmış yitik hatıraların
Bir sen ?...varsın bilirsin, bir de senden ötesi...
Hiç geçmesin dediğin zaman sana inat daha hızla akıp gider
Bu şehrin kırık aynalarının ardından
Yüzüne acı acı gülümsemeyi bir borç bilerek.
Paramparça rüyalar, ucu yırtılmış resimler gibi
Tarifsiz çaresizlikler sokmuştur zaman yıllarla arana
Ve bir bakmışsın ki mesafeler, ışıklarını söndürmüş senin geçtiğin tüm yollarına...