10 Temmuz 2013

Hasret

Demir parmaklıklar arkasında kalan bir gölgeydim,
Dört mevsim hasret kaldım gün ışığına
Gün hep doğdu, saatler, günler hep geçti,
Fark edilen soğuk nemli duvarlardı
Oysa bahar hep geliyordu, çocuklar büyüyordu
Güney'den gelen Karayel, en küçük balıkçı teknelerini avlıyordu
Her estiğinde daha da yalnız kılıyordu nemli duvarları
Duvarlar; türlü türlü hayatlar kazılıyordu
Her birinin hikayesi birbirine benziyordu
Onlar içeride biz dışarıda mutlumuyduk?
T.A.

Kim bilir orada hava nasıl, kim bilir neleri özledin. Biraz salakça olacak ama burası da çok boktan. Sanki herkes katil yada herkes yalnız, buradan çok fazla farkımız yok. Aslında var, biz daha geniş alanlarda yürüyüp daha fazla görüşme hakkına sahibiz. En büyük fark bu herhalde.