07 Haziran 2013

Açlık Ve Öfke

Elveda, elveda çiftliğine, fethettiğin 
gölgeye, o berrak dala, 
kutsanmış toprağa, 
öküze, elveda esirgenen suya, 
elveda bayırlara, yağmurla gelmeyen 
müziğe, o kupkuru 
ve taşlı sabah kızıllığının solgun kemerine. 

Juan Ovalle, sana elimi verdim, susuz eli, 
taştan eli, duvardan ve kuraklıktan bir eli. 
Ve dedim ki sana: beddua et o koyu kahverengi kuzuya, 
o en merhametsiz yıldızlara, kurşun renkli bir diken gibi aya, 
gelinsi dudakların kırılmış dallarına, 
fakat dokunma insana, dökme henüz kanını insanın 
dokunarak damarlarına, boyama henüz kumu kanla, 
vadiyi yangınlar içinde bırakma düşmüş 
atardamar dallarının ağaçlarıyla. 

Juan Ovalle, öldürme. Fakat elin 
yanıtladı beni: “Bu toprak 
öldürecek, intikam almak 
isteyecek geceleri, acılığında zehirden 
bir rüzgârdır o yaşlı kehribar hava, 
ve gitar benziyor bir suçlunun 
sopasına, ve bir bıçaktır rüzgâr”