15 Temmuz 2015

Hayat mutsuzlukların ardından açan gökkuşağından ibarettir

Canımı acıtanlar oldu, hayatımla oynayanlar, çok nadir de olsa gördüğüm rüyalarıma inanmayanlar, zora gelipte bırakanlar, düşlerimle dalga geçenler, başarımı küçümseyenler, gözlerimde iki damla yaş bırakanlar, ama her acı insanın olgunlaşması içindi. Daha çok olgunlaşıyordum, her gün daha fazla, her gün daha fazla acıyla.

Beni bu ara anlayan yazılar var sadece, garip ama esaslı yazılar. Yazıyordum gece gündüz. İç sesim paragraflara karşı bir savaş veriyordu. Birileri kahkaha atarken, birileri sıcak sohbetteyken, birileri umut kurarken, bazıları farklı okyanuslara dalarken içimdeki çocuk ağlıyordu, belki de ağlayarak öğreniyordu hayatı. 

Susturamıyordum, acı veriyordu. Anlıyordum, insanın geçmişinden kaçamaması, hayatındaki en büyük sınavdı. Bir sınav içinde binbir sınava giren duygularımın çektiği sancı her gün nefes darlığımı daha da arttırıyordu. 

Tüm bu acılı günlerimde şükran duygularım, ve inancım tek tesellimdi. Evet evet, acı olgunlaştırır. Acı kapıları açar. Size bir mutluluğu anlatın desem bana sadece iki dakika anlatırsınız, ama mutsuzluğu anlatın desem yılları anlatırsınız, evet işte hayat mutsuzlukların ardından açan gökkuşağından ibaretti. 

Birileri umudunuzu kırabilir, her zaman olacaktır. Birileri hayallerinizi de alabilir, hiç para vermeden arkasına bakmayarak, birileri gözlerinizdeki yaşıda anlayamaz, birileri vardır, hep sonradan gelirler, onlara inanırsınız, hayatınızı teslim edersiniz,onlar sizi hiç anlamaz, bir serçe gibi terkeder ruhunuzu. 

Neyse boşverin bunları, en iyi sevgi, insanın eski mutsuzluklardan kaçmak için değil de, yeni mutluluklara kavuşma umuduyla beslediği sevgidir.

Öyle veya böyle, acılı veya sancılı, gram kadar da gücüm olsa beni benden alamazdı sevgili hayat, hani nefes darlığımla da yıkamayacaktı beni. 

Sonra avcuma ağladım, uyudum, gün bitti. 

12 Temmuz 2015

sevmek gibi geliyordu herşey, sevmek gibi gidiyordu kadın... 
adının anlattığı, canın teni yakmasıydı, 
bir bulut, evet ama aslolan; bulutun suyu yağmasaydı... 
bir insanı sevmekle başlıyordu her şey
Ne çok öldük yaşamak için

10 Temmuz 2015

“Ben seni çok benimsemişim.
Çok katmışım kendime farkında olmadan. Benimki hiç biz olmayan bir şeyi sahiplenmekmiş. Ben ne yaptığımı bilmeden, çok uçsuz bucaksız sevmişim seni.”
Didem Madak
Bozulan şeyleri böyle düzeltmek değil de
Herşeyi yeniden başlamak istiyorum
Yine o aynı heyecanı
Ne yapacağını bilmeme telaşını istiyorum

Ölüm çok iri bir sözcük değil bayım


09 Temmuz 2015

Çünkü insan bir kerede ölmeyecek kadar güçlüydü. Bu yüzden tanrı, küçük ölümler yarattı. Hayal kırıklığı gibi, aşk gibi..

Bir Dost Atışması Vol.2

T.A.
Şimdi mucizevi bir yerdeyim
Zaman bir salyangozun vücudunda yaşıyor burda
Ve çok ağır ilerliyor.
Yüzümdeki çillerden başka
İsyan eden biri yok hayatımda.

T.E.
Ki zaten isyan halinden hoşnut olmayanlar için değil midir? 
Zamanın ağır ilerlemesi Ağrılı ilerlemesinden bin kat iyi değil midir? 
Şimdi Yüzüm size dönük. Gözlerim yerde belli bir istikameti olmadan ağır ağır yürüyen bi atlı karınca da takılı.
Ah çocukluğum gelir aklıma, ne çok severdim izmir Fuarı'nda, ışıklar altında atlı karıncaya binmeyi...
Zaman çok hızlı ilerliyor.

08 Temmuz 2015

"Şiirlerin içinden çıkıp gelen kadınlar vardır;
Öpse şiir, saçını dağıtsa mısra, gülse kıt'a olur.
Ellerinden evvel ruhları dokunur aşka."