20 Kasım 2014

19 Kasım 2014

Okul kantininde satılan allı pullu kalemler gibisin. Biliyorum, dışın rengarenk hayal gibi, için kırıklarla dolu.
Gökyüzü bazen ciğerime doluyor.

18 Kasım 2014

Ah

"Ah benim nergis kokulu cehaletim. Bana yıllarca, bunca sözü boşa söylettin. 
Ah!"

Didem Madak

Eşref Bey Ağıdı

Giresun üstünde vapur bağrıyor
Eşref'in yarasını doktor sarıyor
Eşref'in annesi yanmış ağlıyor
Atma Hakkı atma pişman olursun
Gedik Ali zadelere anam hasım olursun
Attığın kurşundan anam sen utanırsın

Bazarsu dereleri bir ufak dere
Eşref'i vurdular anam nafile yere
Nafile nafile oda nafile
Eşref'imi koydular otomabile
Giresun'da dostum var oda nafile

Çamlı sokak bahçesini atlayamadım
Hakkı düşman olmuş anam anlayamadım
Beşli mavzerimi kavrayamadım
Atma Hakkı atma pişman olursun
Gedik Ali zadelere anam hasım olursun
Attığın mermiden anam sen utanırsın
Giresun Yöresi Anonim

Eşref Bey Türküsü'nün Öyküsü Eşref Gedikali 1905 doğumlu olup Piraziz İlçesi'nin (O yıllardaki ismi ile Abdal) önde gelen eşraflarından Gedikalizade'lere mensuptur.Giresun İli'nde ağabeyi Murat Gedikali ile Camlı Sokakta (bugünkü Fatih Caddesi) babasından kalan fındık fabrikasını işletmektedir.Kişilik olarak son derece sosyal , yardımsever , cömert , yakışıklı , iyi giyimli,halk tarafından sevilen biri olan Eşref Bey , 1933 yılında fabrikasında muhasebeci olarak çalıştırmak üzere Hakkı isimli bir kişiyi yanına alır ,Hakkı'yı yetkiyle donatır.Ancak bir süre sonra fabrikada çalışan bayan işçiler Hakkı'yı Eşref Bey'e şikayet ederler. Hakkı'nın kendilerini rahatsız ettiğini ve kendi çalıştıkları bölüme gelmemesini talep ederler.Eşref Bey Hakkı'ya kadın işçilerin bölümüne girmemesini sıkı sıkı tembih eder.Ancak kısa bir süre sonra Hakkı'nın yine o bölümde dolaştığını görerek kendisini oldukça sert bir dille uyarır.İzleyen gün,Giresun'da adet olduğu üzere Giresun limanından fındık yükleyerek sezonun ilk nakliyesini yapacak olan gemi seferi için tören düzenlenmiştir.O yıl ilk seferi düzenlenen Eşref Bey'in fabrikasının ürünüdür.Tören bittikten sonra Eşref Bey Hakkı'yı da yanına alarak lokantaya gider yemek yerler , ardından fabrikaya dönerler.Ofiste sohbet esnasında Hakkı Eşref Bey'den tabancasını çok beğendiğini , görmek istediğini söyler.Eşref Bey'de tabancasını verir , akabinde , Hakkı orada Eşref Bey'i kendi silahı ile vurur.Vurulduktan sonra Camlı sokakta yer alan fabrikasından çıkar , geçmekte olan otel sahibi Talat Bey'e "Hakkı beni vurdu Talat " der.Hemen ardından çevredeki eşrafla birlikte Eşref Bey hastaneye kaldırılır.Ancak iki sat geçmeden vefat eder. Hakkı yakalanır ceza evine götürülür ; ancak Hakkı daha varmadan Eşref Bey'in vurulduğunun haberi ceza evinde duyulmuştur.İçeri girdikten birkaç dakika sonra orada bulunan bir mahkum mangal demirini Hakkı'nın sırtına saplayarak yaralar. Ceza evinde iki ay yatan Hakkı , Cumhuriyet'in kuruluşunun 10.yıl münasebetiyle çıkarılan af kanunundan yararlanarak serbest kalır ve izini kaybettirir. Eşref Bey'in vefatından çok kısa bir süre sonra kendisini sevenlerin önce maniler şeklinde yazdığı ve söylediği dizeler yine kısa bir süre sonra yakılan türküye dönüşür.. Sözleri anonim olan türkü , kemençe ile ilk kez Osman Bicioğlu tarafından seslendirilmiştir.O günden itibaren Eşref türküsü halkın hüzünlenerek dinlediği, söylediği bir türkü haline gelmiş gerek TRT'nin gerekse müzik yayınlayan diğer kuruluşların repartuarına girmiş , çeşitli ses sanatçıları tarafından icra edilmeye başlanmıştır..Giresun Halk Oyunları ekibi de gösterilerine bu lirik türkünün ezgisiyle başlamaktadır..

15 Kasım 2014

Diyarbekir Kalesi

Varamaz elim
Ayvasına, narına can dayanamazken,
Kırar boynumu yürürüm.
Kurdun, kuşun bileceği hal değil,
Sormayın hiç
Laaaaal...
Kara ferman çıkadursun yollara,
Yarin bahçesi tarumar,
Kan eder perçem Olancası bir tutam can,
Kadasına, belasına sunduğum,
Ben öleydim loooy...
Elim boş,
Ayağım pusu.
Bir ben bileceğim oysa
Ne afat sevdim.
Bir de ağzı var dili yok

Ahmed Arif
Kazandıklarım bitti, yitirdiklerim kaldı. 
Söylediklerim yitti, dinlediklerim kaldı. 
Bir bilmek ülkesinin düşün-ili’ne vardım; 
Öğrettiklerim gitti, öğrendiklerim kaldı.

Özdemir Asaf
Ah'ım dallarında,
Kalemim darağacı
Aşk'ım ziyan
Varsın yediverenim açmasın