01 Ağustos 2014

Paralel Evrenler

Yüzyıllardır çözülemeyen acayip bir bilmeceydi insan. Derinlerden daha derin bir sırdı ya da ucu bucağı olmayan, içi pisliklerle, içi eşsiz güzelliklerle dolu, alabildiğine karanlık ve karmakarışık bir evrendi.

Tomris



Senin için alışılmış şeyler söyleyemem sana yaraşmaz
Kış gecesi amcamızdır bahar yakından kardeşimiz
Alır başımı Erzincan’a giderim seni düşünmek için 
Dörtlükleri bozarım çünkü dağlar ne güne duruyor
Kıyılar ve eskimeyen her şey seni anlatmak için

Bir bozuk saattir yüreğim hep sende durur
Ne var ki ıslanır gider coskunluğum durmadan
Durmadan
Dağ biraz daha benden deniz her zaman senden
Hiçbir dileğimiz yok şimdilik tarihten coğrafyadan

Kimselere benzemesin isterim seni övdüğüm
Seni övdüğüm zaman
Güzel bir çingene yalnız başına dolaşmalı kırlarda
Seni övdüğüm zaman
—  Turgut Uyar
Kaplar Denizin Yüzünü
Kaplar denizin yüzünü 
Unutulmuş uykularda 
Şimdi değişmiş kayıp 
Şimdi bir başka uzak. 

Kopmuşsanız yıllar yılı sürmüş bir yaşamadan 
Kapanmışsa o sayfa 
İçinizde bir ezik, garipsi türkü 
Şimdi artık yoksa. 

Daralan gecede 
Boş yere aramak sevinci 
Beraberken acı yan 
Ayrılınca neden böyle çekici? 

Neden ilk yağmurlarda sonbahar 
İlk soğuklara ürperti 
Hatırlanır savrulan yapraklarda 
Vardı. 

Ben şimdi başını alıp giden 
Mavi bulutun muyum, 
Sislerdeki evin önünden geçsem 
Camlarda bulur muyum? 

Behçet Necatigil 

25 Temmuz 2014

Muhsin Bey

“Çiçekler ölmüş. Hepsi. Eskiden bir yer ayarlardın, güneşi iyiyse yerini de sevdiyse ne biçim açardı. Şimdi güneş aynı, ışık aynı, yer aynı. Suni gübre istiyorlar, 1-2 gram potas koyunca bir coşuyor namussuzlar ama sonra. Ölüyorlar…“ 


Unutma Lola, hiçbir acı baki değildir. Üflersin geçer.
Bazılarına biraz daha çok üflemen gerekir, hepsi bu.

Sabahattin Ali

15 Temmuz 2014

Ne çok isterdim tek bir çocuğun ahının, koskoca devletleri tuzla buz etmesini, orduları bozmasını, ölüm kusan savaş uçaklarını düşürmesini.. Ama elimizden bir şey gelmiyor. Kahrolarak yaşıyoruz. Benim tek pusulam vicdandır, vicdani olmayan her insan Nazidir.. Zülfü Livaneli

11 Temmuz 2014

Ali İsmail Korkmaz

"on dokuz yaşında bir delikanlı
gündüzleri güneşte
geceleri yıldızların altında..." / nazım hikmet


05 Temmuz 2014

Yalnızlık Nedir?

`iskender` :
İsmimi verirsem o da beni terkeder diye korkuyorum..
Kuduz bir köpek kadar yalnızım..

`Ceyhun` :
Yalnızlık dediğin nedir peki Romantik haydut?

`iskender` :
Yalnızlık, gece ayazında sabaha kadar beklemek gibidir,
Isınmak için güneşin doğmasını beklersin, ama o güneş hiçbir zaman doğmaz..
Yalnızlık, bulmadığın sevgiyi başka yerlerde aramak gibidir,
Ne yaparsan yap onu bulamayacağını bilirsin, ama yine de denemekten vazgeçmezsin..
Onun boşluğunu hep başka şeylerle doldurmaya çalışırsın..
Yalnızlık, aynı havayı soluyup ta bi türlü yanyana olamamak gibidir,
Aldığın her nefeste onun kokusunu duymak istersin, ama yapamazsın..
Aldığın her nefes ciğerini acıtmaya başlar..
Yalnızlık dediğin eski bir sandalyenin gıcırdamasıdır yalnızlık..
Ceyhun` :
off be romantik haydut naptın yeni mi terk edildin yoksa?

iskender` :
Terkedildim, herkes terketti gitti beni..
Sol kaburgam bile firar etti bedenimden, 
Aradan geçen zaman bile yetmiyor unutmaya,
Ettiğimiz kavgaları bile özlüyorum,
Saçlarını okşamayı,
Ellerini tutmayı,
Aniden boynuna sarılmayı,
Bana bakışını, 
Karşımda duruşunu,
Hatta arkasını dönüp yatışını bile..
Ona yavaşca sokulmak, 
Sessizce sarılmak, 
Omuzlarından tutup sımsıkı kendine çekmek..


iskender: 
Ah yalnızlık..
Yalnızlık bir kapıyı açıp dışarı çıkmaktır, 
O kapının dışında kalmaktır yalnızlık.

Ahh Albayım Ah

Şu dünyadan bir gideyim, bir daha gelirsem ne olayım. Bir daha gelirsem ne olurum bilmiyorum artık. Şimdi de ne olduğumun pek bilincinde olduğum söylenemez.

Kimi zaman deniz olup, büyük yük gemilerinin ağırlığıyla yaşamaya çalışıyorum. Kimi zaman büyük büyük fırtınalar olup o gemileri batıyorum. Bazen gemi olup deryalara bırakıyorum kendimi. Kimi zamansa geminin kaptanı olup karaya hasret kalıyorum.

Kırmızı oldum çoğu zaman. Kan oluyorum, annemin gözünden damlıyorum. Şarap oluyorum, içime içime akıyorum. Ateş oluyorum, yakıp kavuruyorum. Kızıl bir bulut gibi çöktüm bu dünyaya.

01 Temmuz 2014

Soğuk Temmuz

Biz ne kimseyi yaktık ne de katliamlar yaptık.Ne kimseyi sebepsizce astık ne de inancını sorguladık .Ne din iman deyip ülkeyi soyduk,ne de zalim olduk.
Yıllarca gizli yaptık ibadetlerimizi.Biz ölüm gördük,idam gördük,zulüm gördük,hapis gördük,yasak gördük.Ne kadar öfkelensek de sessiz kaldık. Sebepsiz yere yakıldık Sivas’ta….Zulüm gördük Dersim’de,Maraş’ta,Çorum’da,Ölüm çok soğuk üstelik de Temmuz’da!