22 Mayıs 2017
Kendinden başka her şeye özeniyor bazen insan
üstelik yolken ve bunun farkında değilken
ne ki gerçek?
ittifakla eyvallah denilen yalan!
‘annem gibi konuşacak olursam
herkesin biraz mayası bozuk’
yola çıkan herkes bir süre sonra yol olur
ve başka yollar geçer üstünden
içinden yollar geçer
üstünden başka insanlar geçer
yolculuklara çıkan yol çiğnenir yıpranır
ölüp gidemez
hay lanet!
üstelik yolken ve bunun farkında değilken
ne ki gerçek?
ittifakla eyvallah denilen yalan!
‘annem gibi konuşacak olursam
herkesin biraz mayası bozuk’
yola çıkan herkes bir süre sonra yol olur
ve başka yollar geçer üstünden
içinden yollar geçer
üstünden başka insanlar geçer
yolculuklara çıkan yol çiğnenir yıpranır
ölüp gidemez
hay lanet!
12 Mayıs 2017
"Bize gülüyorlar Ali. Sanki safmışız, kandırılmışız gibi. Yoksulluktan söz etmenin modası geçmiş gibi gülüyorlar. Zamanın sahibiymiş gibi. Bu alaycı gülüş silahtan daha tehlikeli Ali. Sanki sonunda o gülüş büyüyecek büyüyecek, bütün memleketi kaplayacak. Bizi tomsonlar değil ama bu gülüş yenebilir bana sorarsan. Bazen şüpheleniyorum Ali. Belki de herşeyi anlıyorlar. Kendimizi yırta yırta söylediğimiz her şeyi anlayıp sonra bön bön bakıp gidiyorlar ya, anlamıyor sanıyoruz onları. Belki de basitçe istemiyorlar. Sadece istemiyorlar. Ne dersin Ali?"
İnsan Olmak
“Bazı insanlar, biraz olsun büyüdüklerini görebilmek için küçülmeyi göze alırlar. Yeryüzünde büyüklük tutkusu ile en çok yananlar küçüklüklerinden yakınanlardır. Yine yeryüzünde en çok eğilenler en çok doğrulmak, dik durmak arzusu duyanlardır.”
09 Mayıs 2017
06 Mayıs 2017
''Çok acı tecrübeler bize göstermiştir ki, özgürlük hiçbir zaman zalim tarafından gönüllü olarak verilmez; mazlum tarafından talep edilmelidir. Açıkçası benim katıldığım hiçbir eylem, haksız yere ayrımcılığa uğramamış olanlar tarafından yerinde ve 'zamanında' bulunmadı. Yıllardır aynı kelimeyi işitiyorum: 'Bekle!'
Bu her siyahi insanın kulağında çınlayan kelimedir. Bu 'bekle' hep 'asla' anlamına geldi. Artık anlamlıyız ki; geç gelen adalet, adalet değildir!''
20 Nisan 2017
15 Nisan 2017
Seviyoruz dedik işte,
Sorma, ne kadar?
Baya çok, aşırı şiddetli.
Kuvvetli, heybetli, artı hiddetli.
Kısaca söylersem, su kadar.
Uzunca, mississippi kadar.
Şirince, pisi pisi kadar,
Elimle, gösteriyim mi?
Nah bak, şu kadar.
Ah, huma kuşu kadar,
Vah, işçi maaşı kadar.
Tüh, az mı oldu bu kadar?
Uzatma işte..
Seviyorum dedim,
O kadar !
Sorma, ne kadar?
Baya çok, aşırı şiddetli.
Kuvvetli, heybetli, artı hiddetli.
Kısaca söylersem, su kadar.
Uzunca, mississippi kadar.
Şirince, pisi pisi kadar,
Elimle, gösteriyim mi?
Nah bak, şu kadar.
Ah, huma kuşu kadar,
Vah, işçi maaşı kadar.
Tüh, az mı oldu bu kadar?
Uzatma işte..
Seviyorum dedim,
O kadar !
09 Nisan 2017
Trent Parke, Çek Cumhuriyeti, 2001
“Tren yolculuğunu severim ben” dedi ağzından saçılan dumanların arkasından. Gitmek fiilinin altını, çift çizgiyle en güzel trenler çizermiş ona göre. Otobüs koltuğunda Ramses gibi kıpırdamadan oturanlara, yolculuk ediyor denemezmiş doğrusu. Sonra trenler her zaman bir sır taşıma olasılığı taşırlarmış. İnsanlar vagondan vagona geçtikçe, tuvalete, restorana gidip geldikçe, ilginç şeylerle karşılabilirmiş insan.”
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)