21 Kasım 2014

Ermenek, Soma..


Bizim buralarda fakirlik tepelerde başlar.. fukaradır yani kadifekale, gültepe, limontepe.. ve sıcak yaz aksamında ve kömür dumanlı kış aksamında yani kalkarken Hatay pazarı, toplanırken bostanlı pazarı o tepelerden insanlar gelir, yere düşenleri toplamaya.. düz yerlerdeki pazarlarda değil ama dağlardaki pazarlarda 7.5 liradan satılır bir çift plastik ayakkabı insanlara.. chai tea latte alır insanlar aynı paraya..
Ama işte, neylesek olmuyor yahu, burası dünya.. burası bu kadar iste..
Nasıl anlatırsın ki insanlara doyduktan sonra yenen her lokmanın birisinin açlığı olduğunu? Dolabında giymediği onlarca ayakkabısı olan ve yine de yenisini alan insanların, ekmek kavgasında ölen çocuğun babasının yırtık ayakkabısını görüp, nasıl ağlayabildiklerini hangi dilde açıklayabilirsin ki?
Kimse öğretmemiş ki çocuklara.. israf’ı musluğu açık bırakmaktan ibaret sanan çocuklar, inanmaz ki zenginleştikçe aç kalan insanlara.. bu dünya, bu kadar iste..
Nasıl anlatsam gari bilemedim.. isterim ki bir gün ola, devran döne, çocuklar umutla doyduktan sonra yemeğe devam etmeme aklı ile yetişe.. parayı onurla kazanıp, terbiyeyle harcamanın değerinin bilindiği gün dağların, dağlarının ardında değil öyle yoksulluklar, fukaralıklar, bir başak bile dargın kalmasın..

Uğur Parıldak