25 Aralık 2011

Van'ı Terk Etmiyoruz!

Nazım diyor ki;

Topraktan, ateşten ve demirden doğanların
en mükemmeli doğacak bizden.

Ve insanlar ellerini korkmadan, düşünmeden
birbirlerinin ellerine bırakarak,
yıldızlara bakarak
"Yaşamak ne güzel şey" diyecekler.

Bir insan gözü gibi derin,
bir salkım üzüm gibi serin,
bir ferah,
bir rahat,
bir işitilmemiş Türkü söyleyecekler.

Hiçbir ağaç böyle harikulâde bir yemiş
vermemiş olacaktır.
Ve en vâdedici bir yaz gecesi bile
böyle sesler,
böyle inanılmaz renklerle
sabaha ermemiş olacaktır.

Topraktan, ateşten ve demirden doğanların
en mükemmeli doğacak bizden.
Korku, en beşeri duygudur. Benim iktidarlara başkaldırışımı görenlerden kimi beni korkusuz insan sandılar. Oysa ben korkarım. Ne var ki, bende, başkalarına yararlı olacaksa, doğru bildiğimi, inandığımı söylemek, açıklamak duygusu, korku duygusuna her zaman üstün gelmiştir. Korkarım, yine söylerim.
Korkmuyorum diyenler, ya başkalarına yalan söylüyorlar, ya kendilerine yalan söyleyip kendilerini kandırıyorlar yada bilmeyerek insan olmadıklarını söylüyorlar. Aziz Nesin

Uğur Mumcu neden öldürüldü?

Konu: Siyonizm

'MOSSAD ve BARZANİ'

Ortadoğu’nun karanlık bir kuyu olduğu her gün biraz daha anlaşılıyor.
Kanıtlanan son ilişki MOSSAD-Barzani ilişkisidir.
MOSSAD, İsrail’in gizli istihbarat örgütüdür.
Bu örgütün, Kürt lideri Molla Mustafa Barzani ile ilişkileri olduğu söylense daha önce kim inanırdı?

Barzani’nin CIA ile ilişkisi artık belgelendi.
Kimse bu ilişkiye, “Hayır olmadı” diyemiyor.
CIA-Barzani ilişkileri biliniyordu da MOSSAD-Barzani ilişkileri bilinmiyordu.
MOSSAD’ın Barzani ile ilişkileri Londra ve Sydney’de yayınlanan “Israel’s Secret Wars-A History of Israel’s Intelligence Services” adlı kitapta sergileniyor.
Kitap, İngiliz The Guardian gazetesinde 1984 yılından bu yana Tel-Aviv muhabirliğini yapan Ian Black ve Washington’daki Brooking Enstitüsü‘nde çalışan öğretim üyesi Benny Morris tarafından yazılmış.
Kitapta MOSSAD-Barzani ilişkileri, İsrail Dışişleri Bakanlığı ve MOSSAD yazışmalarına dayanılarak açıklanıyor.
Önsözde, kitabın yayından önce İsrail ordu yetkilileri tarafından da incelendiği yazılıyor.

Kitapta 1967 Arap-İsrail Savaşı’ndan sonra, MOSSAD’ın Kürtlerle ilişki kurduğu (sh.327), Mısırlı ünlü gazeteci Hasan el-Heykel’in İsrailli subayların Kürtler aracılığıyla Irak’tan radyo bağlantıları kurduğunu 1971 yılında açıkladığı anlatılıyor.

1969 yılı Mart ayında Kerkük petrollerine yapılan saldırının da İsrail tarafından yapıldığı açıklanıyor. 1972 yılında imzalanan Sovyet-Irak Dostluk Antlaşması’ndan sonra İran Şahı ABD Başkanı Nixon ile gizli görüşme yapıyor; bu gizli görüşmeden sonra CIA tarafından “Kürdistan Demokratik Partisi”ne üç yıl içinde 24 milyon dolar gönderiliyor.

Barzani’nin Irak rejimine karşı ayaklandığı yıllarda, ABD-İsrail-İran üçlüsü bu ayaklanmayı destekliyor. Barzani-ABD ilişkileri, ABD Dışişleri eski bakanı Henry Kissinger eliyle yürütülüyor.

MOSSAD-Barzani ilişkileri de İsrail’in Tahran’daki askeri ateşesi Yaakov Nimrodi (MOSSAD Ajanı ) aracılığı ile gerçekleşiyor.

Nimrodi’nin üstlendiği görev ilginç:
Nimrodi Sovyet silahlarının Barzani’nin eline geçmesinde rol oynuyor. (sh. 328-329)
Kitapta, MOSSAD’dan Kürtler’e 50 milyon dolar para verildiği, ABD kaynaklarına dayanarak açıklanıyor. (sh.328)

70’li yıllardaki bu ilişkiler bugün sürüyor mu?
Kitaba göre sürüyor.
“Körfez Savaşı” sırasında Irak’ın attığı Scud füzelerinin Tel-Aviv’e düşmesi üzerine bu ilişkiler yeniden başladı. (sh.521)
Baba Molla Mustafa Barzani ile kurulan ilişkiler, şimdi de oğul Mesud Barzani ile sürüyor.
MOSSAD, Barzani’ye Avrupa kahvelerinde çekler vererek bu desteği sürdürüyor.
Kitapta, Mesud Barzani’nin İsrail’e gizlice giderek yardım istediği yazılıyor.
Bu ilişkiler sürüyor ve anlaşılıyor ki daha da sürecek...
Gizli yollarla sürecek, açık yollarla sürecek...
İlgi belli...
İlişki de belli...
Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD’ın Kürtler arasında?
Yoksa CIA ve MOSSAD, antiemperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi?

Uğur MUMCU ( Cumhuriyet, 7 Ocak 1993)

23 Aralık 2011

EntelKöy Efe Köy'e Karşı - oldu mu Ayşe'm oldu mu



Şu köyceğiz yolları
Kaldır Ayşem kolları
Bizim için yapılmış
Şu Muğla'nın yolları

Oldu mu Ayşem oldu mu
Bu nazlar yakışık aldı mı
Bir kerecik öpmeylen
Gül benzin Ayşem soldu mu

Ay doğar aşmak ister
Boy sürer yaşmak ister
Şu benim deli gönlüm
Yare kavuşmak ister

Oldu mu Ayşem oldu mu
Bu nazlar yakışık aldı mı
Bir kerecik öpmeylen
Gül benzin Ayşem soldu mu

Olamam ben olamam
Ben Ayşemsiz olamam
Ay buluta girince
Bağlasalar duramam

Oldu mu Ayşem oldu mu
Bu nazlar yakışık aldı mı
Bir kerecik öpmeylen
Gül benzin Ayşem soldu mu

19 Aralık 2011

Benim annem cumartesi - Bandista

Benim annem pazarları uyandırmaz yavrusunu
Benim annem pazartesi demlikte bir çay tanesi
Benim annem salı günü ya hüzün ya düğün tülü
Benim annem bir çarşamba görmesen de sen aldanma
Benim annem perşembeyi iyi bilir işkenceyi
Benim annem cumaları gezer bütün kuytuları

Benim annem cumartesi her bir dilde çıkar sesi
Benim annem cumartesi elinde solmuş bir resim
Benim annem cumartesi hesap soracak öfkesi
Benim annem cumartesi benim annem cumartesi
"kör kuyularda bul beni
bul beni bir sahilde çıplak
bir işkence gemisinde elektrikle ayık
bir kışlada kayıp
anne, bir sokak başında
isimsiz yüzsüz bir kimsesiz mezarında
kaybedenler kaybetti yazan mezar taşının altında bul beni
anne bul beni arjantinli annelerin arasında
plaza del mayor'da
anne bul beni galatasaray meydanı'nda
bul beni ramallahlı annelerin
gazzeli annelerin
anne bul beni varşova gettosunda
anne bul beni nico'nun bart'ın italyan annelerinin gözlerinde
anne bul beni
bul beni
anne bul beni bir sokakta
akranlarım bağırırken hala
anne bul beni, bul beni bir sabah
bir sabah diyen adamın gözlerinde bul beni
o sabahı kuran kadınların sözlerinde
anne bul beni
ahmet kaya'nın gözlerinde
anne
bul beni

16 Aralık 2011

Ezginin Günlüğü - Yan Kalbim

Gözlerim doluyor aman sen neredesin
Ellerim donuyor aman sen neredesin

Yan kalbim yan külden adam olur san
Yan kalbim yan kaçamazsın sevdadan

Seni diye tuttum kedimi, dizlerime yatırdım
Seve seve tüylerini, uykulara götürdüm

Çekmecemde resmin vardı, baka baka bitirdim
Gözlerimde sana güller, papatyalar getirdim

Yan kalbim yan külden adam olur san
Yan kalbim yan kaçamazsın sevdadan

Gözlerim dalıyor aman sen neredesin
Herkes geliyor aman sen neredesin

05 Aralık 2011

Dedemin İnsanları - Crystal Gayle - Somebody loves you

It's been a long time since you went away
I stop to think of you most ev'ry day
With all my heart, I'm hopin' you're okay
Guess who loves you
Somebody loves you

I couldn't reach you by the U.S. Mail
You didn't leave a very easy trail
I've tried the telephone to no avail
Guess who loves you
Somebody loves you
I do

Na, na, na...
Someone loves you
Somebody loves you

Mind over matter is the game I play
I'll never reach you any other way
So I send you this one thought to you ev'ry day
Guess who loves you
Somebody loves you
I do

Na, na, na...
Someone loves you
Somebody loves you
I do

Na, na, na...
Someone loves you
Somebody loves you
I do

02 Aralık 2011

Geceyi yazan bir ehlin
tırnağında kanadım
içime aktım
Sokaklara çığıran bir terörün
Suskusunda pustum...
Öznesiz bir cümlenin
Yükleminde vuruldum.
Ve...
Bozuk soğan kokan bir gecenin
Tam ortasına yığıldım
'DÜŞ'tüm ve düştüm...

Sonrası yıldızlarla körebe
Üstelik elim hala sende...

28 Kasım 2011

Bajar – Ogit

Zazaca sözleri ;
nê la lao, ne lao, lacê mıno delalo
şin meverde warê mı
nê çê çênê, khê çênê, çena mına delale…

çhik meverde zerria mı
zora zora zora, zora
ma vetime yi herdanê xora
zora zora surgın kerdime
ta suka Qonya
bêjüan heni lal o kherr bime
bêkes bêwayır bêciran bime
bê sır o bêsıtar teyna mendime
se vındime

vera tiji mıneta sodıri
keremeta kıla adıri
xusayısê Çhemi Munzuri
ayme xo viri
cirananê nıkay de haştime
ra o rêçha xo vindi nêkeyme
na herdê bımbareki sero Şit ra nato eştime!

Türkçe çevirisi ;
be oğul, benim güzel oğlum
şivan (ateş) düşürme ocağıma
be kızım, benim güzel kızım
kor düşürme yüreğime…

zorla, zorla, zorla, zor ile
kopardılar toprağımızdan
zorla gönderdiler sürgüne
ta Konya iline
sağır, dilsiz
komşusuz, kimsesiz, bîçare
nasıl kalabilirdik

güneşe karşı sabah duasını
ateşin kutsallığını
yaban hayatı
unutmadık asla
izlerimizi kaybettirmeden
tüm insanlıkla barış içinde
bu kutsal topraklarda Şit’den beri varız!

21 Kasım 2011

Sosyalizm nedir?


İyilik güzelliktir… Nikbinlik olmasıdır baş felsefenin. Hani şimdi bizim soframıza haftada bir et gelmemesidir, çocuklarımızın eve sapsarı iskelet gelmemesidir. Maviliklere sürülen motorların da benzinin bitmemesidir.
Sosyalizm nedir?
Bebelerin Kürtçe gülmesidir. Türkçe emeklemesi, Arapça anne deyip Çince mama yemesidir. Ortada övünülecek bir şey olmaması, herkesin zaten herkese güvenip öyle çalışmasıdır. Dağlara yazılmasıdır “ne mutlu türkü söyleyene” diyene… Varlığımızın börtü böceğin varlığına armağan olmasıdır. O da sadece ecel geldiğinde…
Sosyalizm nedir?
Depremlerin takdir-i ilahi değil “ilahi sen, pek ömürsün” olmasıdır. Kimsenin ölmemesi, sallanan evlerdeki çocukların bunu bir lunapark oyunu zannedip gülmesidir. Kardeş kokusunun bir gün değil her gün gelmesidir burnuna. Sızlamamasıdır yüreklerin enkaz altındaki son bakışlarla…  
Sosyalizm nedir?
Sevgiliye karanfil almasını bilenlerin, aç kalıp da karanfil parasını yememesidir. Zaten her yanının karanfil kokmasıdır vatanın. Ülkesini terk etmemesidir bunu söyleyen çirkin kralların, topuklayarak kaçtığının görülmesidir güzel kralların. İntiharlar kuşanmamasıdır gerçek delikanlıların, “hastir” çekilince uzaya karışmasıdır onlara çatal fırlatanların… 
Sosyalizm nedir?
Suçun yok olmasıdır, cezanın da… Çalacak bir şey olmamasıdır. Suların şişeden değil musluğa ağız dayayarak içilmesidir. Boşalan hapishaneleri annelerin kiler zannetmesidir. Eskiden taş atan çocukların artık suda taş sektirmesidir. 
Ama sosyalizm nedir?
Samanın zamanı gelir diye saklanmasına gerek kalmamasıdır. Samanlıkların hep seyran olmasıdır. Her koyunun beğendiği koyuna asılmasıdır. Kısa çöpün uzun çöple dans etmesidir. Alacak bir hakkının da kalmamasıdır.
Peki sosyalizm nedir?
Hiçbir mahalle maçında, hiç kimsenin, topunu alıp gidememesidir. Maçta herkesin mutlaka bir kez kaleye geçmesidir. Atari salonundaki çocuğun jetonsuz kalıp da, “abi sana bu turu atlatayım mı” dememesidir.
Orası tamam da sosyalizm nedir?
Sıra dayağı yerine sıra geceleri olmasıdır sınıfta… Kulakların çekilmemesidir sırayla. Kulak çekenin de eşek kulaklı Midas’a dönüşmesidir anında. Aşık olunmasıdır ön sıradaki kıza ve o her güldüğünde, “iyi ki geldin devrim” yazısının kazınmasıdır sıraya.
İyi, güzel de… Sosyalizm nedir?
Tüm ağaçların yemiş vermesi ama tek bir dalın bile eğilmemesidir.

Adele - Someone Like You

I heard that your settled down.
Duydum ki yatışmışsın
That you found a girlyour married now.
Bir kız bulduğunu ve onunla evlendiğini.
I heard that your dreams came true.
Duydum ki hayallerin gerçek oldu.
Guess she gave you things I didn’t give to you.
Sanırım sana vermediğimi o vermiştir.
Old friend, why are you so shy?
Eski arkadaş, neden bu kadar çekingensin?
It ain’t you to hold back or hide from the lie.
Kendini gizlemek veya yalanlardan saklanmaya benzemez.
I hate to turn up out of the blue uninvited,
Davetsiz gelmekten nefret ediyorum,
But I couldn’t stay away, I couldn’t fight it
Ama uzak kalamadım,savaşamadım
I hoped you’d see my face & that you’d be reminded,
Yüzümü görünce sana hatırlatmasını umuyordum,
That for me, it isn’t over.
Ki benim için bitmedi
Nevermind, I’ll find someone you.
Mühim değil,senin gibi birini bulurum.
I wish nothing but the best for you too.
Senin için sadece en iyisini diliyorum
Don’t forget me, I beg, I remember you said:
Beni unutma, yalvarırım,bu söylediklerini hatırlıyorum:
“Sometimes it lasts in love but sometimes it hurts instead”
“Bazen aşk sürer ama bazen daha çok acıtır”
Sometimes it lasts in love but sometimes it hurts instead, yeah.
“Bazen aşk sürer ama bazen daha çok acıtır”

You’d know how the time flies.
Zamanın nasıl uçtuğunu bilirsin.
Only yesterday was the time of our lives.
Sadece dün hayatımızın zamanıydı.
We were bornraised in a summery haze.
Doğduk ve bir yaz pusu içinde büyüdük.
Bound by the surprise of our glory days.
Şanlı günlerimizin sürpriziyle bağlıydık.
I hate to turn up out of the blue uninvited,
Davetsiz gelmekten nefret ediyorum,

But I couldn’t stay away, I couldn’t fight it.
Ama uzak kalamadım,savaşamadım
I hoped you’d see my face & that you’d be reminded,
Yüzümü görünce sana hatırlatmasını umuyordum,

That for me, it isn’t over yet.
Ki benim için bitmedi

Nevermind, I’ll find someone you.
Mühim değil,senin gibi birini bulurum.

I wish nothing but the best for you too.
Senin için sadece en iyisini diliyorum

Don’t forget me, I beg, I remember you said:
Beni unutma, yalvarırım,bu söylediklerini hatırlıyorum:
“Sometimes it lasts in love but sometimes it hurts instead”, yay.
“Bazen aşk sürer ama bazen daha çok acıtır”
Nothing compares, no worries or cares.
Hiçbirşey kıyaslanamaz,ne üzüntü yada endişe.
Regretsmistakes they’re memories made.
Pişmanlıklar ve hatalar hatıraları yapar
Who would have known how bittersweet this would taste?
Kim bunun acı tatlı tattığını bilebilirdi?
Nevermind, I’ll find someone you.
I wish nothing but the best for you too
Senin için sadece en iyisini diliyorum

Don’t forget me, I beg, I remembered you said:
Beni unutma, yalvarırım,bu söylediklerini hatırlıyorum:
“Sometimes it lasts in love but sometimes it hurts instead”
“Bazen aşk sürer ama bazen daha çok acıtır”

Nevermind, I’ll find someone you.
Mühim değil,senin gibi birini bulurum.

I wish nothing but the best for you too
Senin için sadece en iyisini diliyorum

Don’t forget me, I beg, I remembered you said:
Beni unutma, yalvarırım,bu söylediklerini hatırlıyorum:
“Sometimes it lasts in love but sometimes it hurts instead”
“Bazen aşk sürer ama bazen daha çok acıtır”

Sometimes it lasts in love but sometimes it hurts instead, yeah.
“Bazen aşk sürer ama bazen daha çok acıtır”

20 Kasım 2011

Şüpheli Şarkının Şairi

çeşmim, çarem, çarmıhım, cümlen
kopkoyu bir bıçak sırtında
yana yana sevişmeye benzer
sihrim, sahim, sarhoşluğum, hücrem
kan kırmızı bir güneş batımında
üşüyerek sevişmeye benzer

gel yitimimden bir kez ısır beni
gel yittiğimden savur,tekrar bul beni
ben mahremimden bir cam
çoçuk yontmuştum sana
bir bahar vaktiydi, hamdım
titredim dalında duysana

şimdi yürekte kuyu kuyuda et kemik
ve yaralı yamalı bir çıkrık sesi
seni anladık aynı kahvenin köşesinde
günlerden pazartesi

19 Kasım 2011

Ben bu bahar çok değiştim be anne
Yüreğim durup durup rüzgarlanıyor
Ben bu bahar bir tiryaki gibi aydınlık içtim
...
Unutmak istedim ama olmuyor

Beni eski sokaklardan bir ses çağırıyor
Gidince kaybedecek bişey kalmıyor
Bu güller var ya bu güller, bu bahar akşamında
Ben bu gece mayısın beşiyim

Ah benim güzel abim, uzun abim, uçurum çiçeği abim
Ah benim giden abim, türkülere, dağlara

Ah benim güzel abim, uzun abim, uçurum çiçeği abim
Ah benim giden abim, türkülere, çocuklara

Ben bu bahar çok değiştim be anne
Ben bu bahar burda değilim
Ben bu bahar hayatın pencerelerinden kaçıp
Bir ilmiği çözer dönerim

Behzat Ç. - Dışı sevda içi zindan değilim artık


Babamın öldüğü gün birine aşık olmuştum.
Bazen öyle olur.
Herşey üst üste gelir.
Polis olmasaydım katil olurdum
Çünkü sahici bir sarsıntı, sahte bir dengeden iyidir.
Binlerce ceset, binlerce katil ve bir evlilik gördüm.
Seni intihar ettiğin gün tanıdım kızım seninle o gün barıştım.
Şimdi sadece geceleri yapa yalnız ve yalın ayak….
Anlayabildim şeyler var
Şimdi benim de yalanlara inanmaya ihtiyacım var.
Bütün çaresiz insanlar gibi….
Dağılan bir okul gibi…
Acılarımızda birbirine benziyor artık kızım…
Birbirine benzeyen parmaklar gibi ;ama her birinin eşsiz bir izi var.
Bazen gözlerim doluyor karanlıkta…
Fısır fısır konuşmaya başlıyorsun yine kulağımın dibinde hiç durmuyorsun
Ağlamama asla musade etmiyorsun, “herşey affedildi babacığım” diyorsun.
“Hiç ayrılmayacağız” diyorsun.
“Keşke hep yanımda olsaydın” diyorum böyle konuştuğunu duyunca…
“Bu kış çok kar yağar belki beraber kayboluruz” diyorsun.
Ama kar taneleri birbirine benzemez ki kızım
Cesetler de benzemez ;ama bir cinayet başka bir cinayeti hatırlartır her zaman…
Koşan atlar düşen atları hatırlatır.
Yağmur yağar,
Durur , tekrar başlar.
Yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekten iyidir…
Beşikten mezara kadar…
Karanlıkta herkesle çarpışabilir insan…
Yalan mı ? söylüyorum sana…
Affet beni kızım affet !!!
Bir sürü doğru söyledik ;ama hiç burnumuz kısalmada ki kızım…

17 Kasım 2011

Demedim ki

Bu kenti sevdim dedim
Benim olsun demedim ki

Sevdim dedimse akşam kızıllığını
Gönlüm gibi akıp giden şu çayı
Şu ormanı şu denizi şu dağı
Benim olsun demedim ki

Vuruldumsa gözlerinin gül bahçesine
Yürek çizen şimşeklerse kaçamak bakışları
İşte buna sevmek derler dedimse

Çattımsa acıların en güzeline
Yedirdimse uykuları o tatlı kuşa
Benim olsun demedim ki

Bu akşam kankırmızı şarap istiyor canım
Bu akşam dünyanın bütün şarkılarını
Bu akşam dünyanın bütün özlemlerini
Bu akşam beni yalnız bırakın
Bu akşam yalnızca onu düşüneceğim
Onu ve kendimi yalnızca

06 Ekim 2011

"Olur da olamazsam buralarda Yanağındaki küçük çukura saklanmak istiyorum,uyumak.. Yüzyıllarca uyumak..
İlla isim konulacaksa ben masal değil hayat demekten yanayım Bu yolları yan yana yürümekten yanayım..
Erguvanlar açmaya başladı,mavi mi pembe mi ayırt edemiyorum renkleri,kokuna bi isim bulmaya çalışmaktan da vazgeçtim.
Geldiğinde bir masada kahvemizi yudumlayıp, heyecanla dedikodu yapacağız, sana kaçırmadan anlatmam gereken aylar biriktirdim..
Biraz sessizlik olacak sonra Sen hüzünlü gözlerini uzaklara salacaksın.
Cümlelerim topallayacak,ağır aksak kelimelerle soracağım; Nasılsın? Nasılsın derken bile iyi olmana dualar ediyor olacağım..
Hiçbir sözümüz umutsuzluk taşımayacak, inanacağız, inandıracağız, yaşadığımız cehennemin cennete dönüşeceğine.
Herkesin unuttuğu küçük bir çocuğa gülümseyerek, İnsanların koşarak geçerken farketmediği selpakçı amcanın gülüşüne karşılık vererek..
Ve bırakarak bu dünyanın tümm kandırmacılarını kendimize insanca bir yol çizeceğiz! Gelmek isteyen ardımıza düşecek..
Gel ! Orda mutlu olduğunu biliyorum ama inan bencilce değil bu isteğim.
Birgün hiç gelmemeye karar vererek gidersen,bavulumu hazırladım geçmişi koymadım içine,adı ‘ geçmiş’ olacak gelecekleri beraber yaşayalım diye !
Gitme ! Seni şah damarıma sakladım,adım atarsan yırtılır derim,kanar dizlerim. Ölürüm.Birdaha ayrılığı kaldıramam ,yüküm ağır !
Susma ! Kelimelerin senin ayak izlerin. Nereye gittiğini bulamazsa ölür benim ellerim !
Seni Seviyorum …"

05 Ekim 2011

Hayat şimdilerde bi hayli çizik bir Cd sanki.. Dönüyor dönüyor da en sevdiğim şarkıda takılıyor hep, Teninin akustiğinde...

15 Eylül 2011

Dün sabaha karşı

Dün sabaha karşı kendimle konuştum
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum
Yokuşun başında bir düşman vardı
Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum

13 Eylül 2011

Yol

yol bir yere gitmez
o bir durma biçimidir
yol yoluyla gidebilir yare
yoldan çıkabilir apansız
ve ömür bitebilir yoldan önce
...
ama yol bir yere gitmez
o bir durma biçimidir
yaşamak
hızlı bir ölme biçimidir

05 Eylül 2011

Bilinmeyen Saati Uygulaması

Hiçbir vücut ısısı değiştirmiyorsa mevsim normallerini
Sevmek de yok artık,
Sevmek yok artık
Hiç kimseyi!
Sen yaz saati uygulaması, ben kış saati
Ortak bi takvimimiz bile olmadı!
Seni bir saat ileri almışlar, beni bir saat geri
Bu zamanlar yoksa bize düşman mı?
Bilemem
Aklın kimde kalır?
Bilemem
Hatrın kimde kalır?
Bilemem
Kimler sensiz kalır?
Bilemem.
Hangi yol düz gider?
(Hangi yol güze gider?)
Bilemem aşklar ne için biter!

22 Ağustos 2011

Sen Benim Sarhoşluğumsun

sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
üstüm başım çamur içinde
yanıp sönen ışığına düşe kalka giderim..

NAZIM HİKMET

18 Ağustos 2011

..

Ellerim diyorum, Ağustos'ta üşürse böyle ve karanlıkta kalırsa bir başına, sarılırsa birbirine korkudan senin eserindir. Bir deprem şafağı yarılmasından arta kalandır yüreğim..

17 Ağustos 2011

Eros'un Aşk oku..

Uzun zamandır aradığım ve nihayet bulabildiğim en romantik kısa film :)

11 Ağustos 2011

Bazen..

Ne anlatacakların biter, ne de dinleyeceklerin ömrün biter, ama yine de konuşacakların bitmez, o kadar dolusundur çünkü..

09 Ağustos 2011

Uzaklar ahh uzaklar..

Yakınlık, uzaklıktan daha sıkıntılıdır. Çünkü her yakınlıkta kaybetme korkusu, uzaklıkta ise kavuşma ümidi vardır.

04 Ağustos 2011

Duman - Helal olsun

Sözlerinide paylaşayımda  tam olsun, film tadında.. kahve ile eşlik ediniz..

geceler zehir, geceler kara
uçasım gelir kanadım yara
yaralar derin seneler kadar
açılın geri

sabah olmuş gün doğmuş
heryerimde karlar
doymadım dönülmüş geriye
helal olsun aşk olsun
gözlerimde yaşlar
durmadım dönülmez geriye

geceler benim geceler bana
unutun beni ...

sabah olmuş gün doğmuş
heryerimde karlar
doymadım dönülmüş geriye
helal olsun aşkolsun
gözlerimde yaşlar
durmadım dönülmez geriye
ah ah ...

27 Temmuz 2011

Amy Mcdonald - Run

Ve kalbim ağrıyana kadar seveceğim
Ve kalbim kırana kadar seveceğim
Ve daha fazla yaşayacak şey kalmayana kadar seveceğim

Diyen sevgili amy'cim daha neyi özetleyebilirdin ki?

26 Temmuz 2011

Melankolik anlarından..

Ruhun bedenimden bağımsız,
Yüreğim vücudumdan ağır
Bu ağırlık nasıl hafifler ki?
Belki bir dokunuş,
Belki de yüreğin sessiz kalan notaları…
Yürek sıkıldı koşturmalardan, koşuşturmalardan…
Oysa ki hayat her şeye rağmen güzel diyorum
Bütün devrik cümlelerin için de kim hatalı diye bakıyorum
Özneyle yüklemin bunca senedir süregelen dostluğunu..
Sadece bir virgülün eksikligi icinde kayboluşunu izliyorum…
Sonra da noktayı koyuyorum hayatın tıkanan yerine
Sonra bir daha bir daha…
Cümlelerim ufalıyor diyorum, aramızda bir virgülün eksikliği olmasın
Bir de bakıyorum noktayı koyduğum yere, o kadar ufalmışım ki…
Sadece bir ben kalmışım gizli özne kıvamında…
Umut diyorum,
Işık diyorum,
Düşler diyorum
Ve hayat sana diyorum!…
Neden böylesin mutluluk diyorum ve konuşamıyorum yüreğim susuyor
“Soyulur mu kabuğu hayatın yoksa bütün vitamini kabuğunda mı?”
Hayatın kabuğunu kırmalıydı ki mutlu olabilmek için…
Ve sonuna geliyorum hayatın…
Büyümek için mutluluğu yaşamak için,
Acıyı sevmek gerekir diyorum…
Ve de anlıyorum ki ;
“Ağaçlar toprağa acı verdikçe büyüyor”

20 Temmuz 2011

Beni yanlış öptüler..

Beni yanlış evlerde aradılar, süt dökmüş kedilerin, kapısı kilitli dağların yamacında.
Gereğinden fazla süren suskunluğun eşiğindeydim oysa.
Kadınları, kuşları, kendimi, pamuk tarlalarını hiç terketmedim ama. beni yanlış evlerde aradılar, kurumuş bir bahçenin duvarında. Beni yanlış öptüler..


Şarkıylada huzura doğru bir yelken açalım..

Size

nasılsın diyerek başlayan telefonlarınıza
(garip, tuhaf aslında)
beyaz bembeyaz tabiatımla
‘iyiyim’ diyorum.
yani aslında korkuyorum
bütün bunlar kıyamet
bütün bunlar cinnet
bütün bunlar cinayet demeye
bir daha düzeltilemeyecek sözler
söylemeye korkuyorum.

telefonla birlikte ışığı da kapatıp
bol şanslar deyişiniz, şanslar deyişiniz, deyişiniz
çınlarken içimde,
bunun beni ne kadar kırdığından
hiç bahsetmedim.
bahsetmediğim çok şey var daha
yaz çiçekleri, cam çiçekleri ölüyor
akşamın altını, gümüşe dönüyor
bunlar da önemli elbette
en az,
bana ihaneti öğrettiğiniz
bana kanatlarımı bıraktırdığınız kadar.


odadaki ışığı,
tenimdeki tuzu kırdım
yastıklarda kuruyan gözyaşını,
ufku
terk ettim.
söz kirlendi,
kendi uzayımda kendime
garsonluk etmekteyim.

sizinle yaşadığım her şey kıyamet,
sizinle yaşadığım her şey cinnet,
sizinle yaşadığım her şey cinayetti.
ruh kirlendi
kalbimin kenarında atını durduranlar için
akrep beslemekteyim 

19 Temmuz 2011

Bandista - Hoşçakal

Militan sevdamız..

Darbeler yapıldı bir Eylül sabahı tarumar ettiğin duygularıma
Yokluğuna mevzilendi yalnızlığım
Mavzerler çevrildi bırakıp kaçtığın yüreğime
Sol yanım,seni seven yanım harabeler içinde şimdi
Adının bir dua gibi çıktığı dudaklarım suskun artık
Yalnız gözlerim konuşuyor,suskun gecelerde tenimle
Hüzün sardıkça sarıyor çehremi
'Hiç ayrılmayalım' dediğin o an geliyor

Şarkı'yla bir ilgisi yok, hoşnutuz ve mutluluğa bir adım daha yakın olmak içindi..

Aslında yıllardır tanıyorduk birbirimizi, sonrası heyecan, tutkuydu..

"Biz onunla hiç dünya problemlerini konuşmamıştık. Normalde birine aşıksanız dünyanın geri kalanıyla ilgilenmezsiniz. Ama ben o varken daha çok ilgileniyordum. Çünkü onun yaşadığı yerin iyi olması gerekiyordu."

Sıcak saatlerin acısına..

Sıkıntının gittikçe şişen ve patlayamayan bir balona dönüştüğü noktadayım. Tek bir iğneye ihtiyacım var ve ben onu samanlıkta aramak zorundayım.

Sıla'yla da kafamızın gittiği yere..
 

15 Temmuz 2011

Andır Konstrakşın

Yeni yeni tırmalıyorum, ağızda dağılırcasına.. Kurabiye niteliğinde ;)