02 Nisan 2017

Sanırım bazen hepimiz biraz Barış oluyoruz. Bir şey oluyor bazen, bütün dünya senin düşündüğünün tersini bile düşünse o kadar kuvvetli inanıyoruz ki o şeye, gerçekle bağımız kopuyor. Sonrası acı oluyor elbet. Olsun. Samimi bir acı sahte bir mutluluktan daha kötü olabilir mi gerçekten?

31 Mart 2017

“Bir ön yargı biçimidir aşk. İhtiyaç duyduğun şeyi seversin, sana iyi bir duygu veren şeyi, işine geleni. Dünyada tanıya bilsen daha çok seveceğin on kişi varken birine aşık olduğunu nasıl söyleyebilirsin? Ama asla tanımayacaksın o insanları.”
"güzeldim de galiba bunu nasıl söylesem: 
eline sağlık tanrım leyla çok güzel olmuş 
tanrım eline sağlık dünya da çok güzel olmuş 
keşke biraz ölmesem..."

26 Mart 2017

Bir yere ait olma hissi ile başlıyordu herşey, halbuki bir insanı sevmek için ona ait olmak gerekmez. Keza bir şehir için de geçerli veya sevilen başka bir durum içinde. Kendisiyle barışık mutlu olabilen bir insanda bir yere aitlik hissi olmaz. Olmamalı da. Zira "Şimdiden başka zaman yok" 

22 Mart 2017

Sonsuza varmadan bir önceyiz sanki
O sayının da bir adı vardı unuttum
Her şey öyle saydam öyle madensel
Kapıların kilitleri açık ve herkes uykusuz
Hepsinin elinde bir saat bir sümbülteber


16 Mart 2017

“Eğer hiç umut olmadığını farz edersen, hiç umut olamayacağını garantilemiş olursun. Eğer özgürlük için bir içgüdün olduğunu farz edersen, bir şeyleri değiştirme şansın olur, daha sonra da dünyayı iyi hale getirmek için katkıda bulunma olasılığın olur.”


15 Mart 2017

Hayat dediğin otuzundan sonra ummadığın anda şekillenir ve hızla geçer. Üstelik beklentilerinin, zevklerinin değişmesi kaçınılmazdır. Karanlık, yorucu ve yarı uykulu geçirdiğin bir hal alır. Hayal ettiklerinle başına gark edenler arasında, bulunduğun noktadan evrenin diğer ucuna uzanan yol kadar mesafe olur. Her daim mutlu olmayı beklemek en büyük lükstür. İnsan dediğin kendi olabilmelidir. Çizdiği sınırlardan, yürüdüğü yollardan, baktığı aynalardan görmeli kendini. İnsan takıldığı her çalıdan vücuduna bir çizik alır. Yaraya dönüşenleri iz bırakır. Her iz her kabuk bir tecrübedir. Bazen bir kaybediş bazense bir haykırıştır. İnsan susup içine attıklarıyla var olamazdı. Dokunmalı, kelimelerine prangalar vurmamalı.
Kalan soğuk bir dem, bir sükut. 
Ağrımış bir gökyüzü bir de saçlarıydı yarin.
Zamanın mühürlediği her söz lâl eyledi soframızı
Doldur be saki, Mürefte'den geçmez daha yolumuz...


09 Mart 2017

Adamın aklı kendine düşman olur mu?
Benim aklım bana düşman.

05 Mart 2017

Baharın gelişini bekleyen güzel anlar, kokular ve iz bırakan bir kaçta dost var. İhtiyacımız olansa kâfiye gerektirmeyen bir kaç satır söz, yetinmesini bildiğimiz üç yapraklı yoncalar ise yeşili... Kıymetli bir dokunuş lazım olan bize.