Feleğin çarkı dönmeyecek madem muradımca,
Gökler ha yedi kat olmuş, ha sekiz bana ne ?
Ölüm bütün isteklerimi yok ettikten sonra
Ha dağda kurt yemiş beni, ha mezarda karınca.
19 Mayıs 2014
19 Mayıs
Onlarca gencimizi madende daha yeni yitirdik, onbinlerce gencimizi sebepsiz yitirdik
yüzbinlerce genç işsiz, yüzbinlerce genç gelecekten umutsuz, yüzbinlerce gencin zihni ipotek altında, milyonlarca genç gelecek endişesinde... Bugün gençler için methiyeler düzmeden önce bir durup düşünelim biz gençlere nasıl bir ülke, dünya bırakıyoruz. Gençleri ne kadar dinliyoruz, ne kadar gerçekten onları anlıyoruz, ne kadar özgürce kendilerini ifade etmelerine izin veriyoruz?. Üşenme aç gençliğe hitabeyi oku bir daha, sonra bir daha. Gençlerin kendilerini tanıyarak büyümesine, yeteneklerini ortaya koymalarına, özgürce düşünmelerine ve yaşamalarına, hayallerini gerçek kılmalarına ne kadar yol açıyoruz? Aşklarına, sevgilerine, yaşam tarzlarına bile müdahaledeyiz. İş dünyasından siyasete yetişkinler gençler için güzel şeyler söylerken gerçekten gençler için mi çıkarları için mi konuşuyor? Büyük önder Atatürk, 19 Mayıs'ı gençlere, 23 Nisan'ı çocuklara atfederken endişesi bugünlerdi belki de... Mesaj ise çok netti. Bugünün dünyayı çürüten yetişkinleri, dünün çocukları gençleri.... Geleceğin anahtarı da bugünün çocukları, gençleri... Basmakalıp sözleri bir kenara koyalım, ne yapıyoruz bunu konuşalım
yüzbinlerce genç işsiz, yüzbinlerce genç gelecekten umutsuz, yüzbinlerce gencin zihni ipotek altında, milyonlarca genç gelecek endişesinde... Bugün gençler için methiyeler düzmeden önce bir durup düşünelim biz gençlere nasıl bir ülke, dünya bırakıyoruz. Gençleri ne kadar dinliyoruz, ne kadar gerçekten onları anlıyoruz, ne kadar özgürce kendilerini ifade etmelerine izin veriyoruz?. Üşenme aç gençliğe hitabeyi oku bir daha, sonra bir daha. Gençlerin kendilerini tanıyarak büyümesine, yeteneklerini ortaya koymalarına, özgürce düşünmelerine ve yaşamalarına, hayallerini gerçek kılmalarına ne kadar yol açıyoruz? Aşklarına, sevgilerine, yaşam tarzlarına bile müdahaledeyiz. İş dünyasından siyasete yetişkinler gençler için güzel şeyler söylerken gerçekten gençler için mi çıkarları için mi konuşuyor? Büyük önder Atatürk, 19 Mayıs'ı gençlere, 23 Nisan'ı çocuklara atfederken endişesi bugünlerdi belki de... Mesaj ise çok netti. Bugünün dünyayı çürüten yetişkinleri, dünün çocukları gençleri.... Geleceğin anahtarı da bugünün çocukları, gençleri... Basmakalıp sözleri bir kenara koyalım, ne yapıyoruz bunu konuşalım
16 Mayıs 2014
Geçit Yok
Derine, hep derine kazıyoruz...
nerde, çağımızın o altın kalbi.
çağımızın altın kalbini arıyoruz
üzerimizde ağır bir yeryüzü
gökyüzünden uzakta...
çok uzakta....
derine, hep derine kazıyoruz...
nerde, çağımızın o altın kalbi.
çağımızın, altın, kalbini arıyoruz...
Madencileriz biz...
Devrimcileriz biz...
Patlarız... Volkan gibi...
çağ, yenmeyecek bizi...
Yorgun Değiliz biz..
nerde, çağımızın o altın kalbi.
çağımızın altın kalbini arıyoruz
üzerimizde ağır bir yeryüzü
gökyüzünden uzakta...
çok uzakta....
derine, hep derine kazıyoruz...
nerde, çağımızın o altın kalbi.
çağımızın, altın, kalbini arıyoruz...
Madencileriz biz...
Devrimcileriz biz...
Patlarız... Volkan gibi...
çağ, yenmeyecek bizi...
Yorgun Değiliz biz..
15 Mayıs 2014
Burası bizim değil, bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi
Normal şartlar altında bir ülkede 292 maden işçisi öldüğünde o ülkenin başbakanı, çalışma bakanı halkına hesap verir. Ve gereğini yapıp derhal istifa eder. Ve normal şartlar altında hiçbir başbakan yüzlerce insanın öldüğü maden kazası için "bunlar olağan şeyler" deyip olayı küçümsemez.
Ve normal şartlar altında hiç bir orospu çocuğu eşini kaybetmiş madenci yakınını yumruklamaz. Ve normal şartlar altında hiç bir katil kendi halkına acımasızca tekme sallayan birini yanında barındırmaz. Fakat Türkiye'de olur. "Burası bizim değil, bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi!"
Kalbimiz Soma'da
Acınız Acımız
Ve normal şartlar altında hiç bir orospu çocuğu eşini kaybetmiş madenci yakınını yumruklamaz. Ve normal şartlar altında hiç bir katil kendi halkına acımasızca tekme sallayan birini yanında barındırmaz. Fakat Türkiye'de olur. "Burası bizim değil, bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi!"
Kalbimiz Soma'da
Acınız Acımız
14 Mayıs 2014
Soma
Yer altında ezilenler yeryüzüne seslenirler
Madenler bizim derler gerekirse ölüm derler
Günü geldi grev derler dost
Artik kaybedecek bir şey yok
Soma
Yerin derinliklerinden geldiler
Ellerinde susmak bilmeyen bir yeraltı güneşiyle
Ne kadar diplere bastırılsa
O kadar boğulmak bilmez yankısıyla yüreklerinin
Ağır ağır geldiler...
Sonra her gün geldiler artarak geldiler
Kadınları çocukları ve alkışlarıyla
Yoğurt mayalar gibi geldiler
Pişkin ekmekleri bölüp de paylaşır gibi
Su gibi ateş gibi
Her gün yeni ağızlar eklendi ağızlarına
Yeni yollarla tanıştı ayakları
Her gün yeni kabuklar çatladı
Yeni kulaklar işitmeye başladı söylediklerini
Bir kent oldular sonunda
ve adını değiştirdiler ülkenin
09 Mayıs 2014
Camların üstünde gece ve kar
Bembeyaz karanlıkta parlayan raylar
Uzaklaşıp kavuşulmamayı hatırlatıyorlar
İstasyonun 3. Mevki bekleme salonunda
Siyah başörtülü bir kadın yatıyor
Ben dolaşıyorum
Gece ve kar pencerelerde
Bir şarkı söylüyorlar içerde
Bu giden kardeşimin en sevdiği şarkıydı
En sevdiği şarkı, en sevdiği şarkı
En sevdiği... En...
Kardeşler bakmayın gözlerime
Ağlamak geliyor içimden
Gece ve kar pencerelerde
Bir şarkı söylüyorlar içerde
Bembeyaz karanlıkta parlayan raylar
Uzaklaşıp kavuşulmamayı hatırlatıyorlar
İstasyonun 3. Mevki bekleme salonunda
Siyah başörtülü bir kadın yatıyor
Ben dolaşıyorum
Gece ve kar pencerelerde
Bir şarkı söylüyorlar içerde
Bu giden kardeşimin en sevdiği şarkıydı
En sevdiği şarkı, en sevdiği şarkı
En sevdiği... En...
Kardeşler bakmayın gözlerime
Ağlamak geliyor içimden
Gece ve kar pencerelerde
Bir şarkı söylüyorlar içerde
08 Mayıs 2014
06 Mayıs 2014
05 Mayıs 2014
Hıdırellez
Hayaliniz yok ise bugün mutlaka bir tane edinin, zira mevsim döndü, umutlar da dönebilir. Tüm renkli güller, bizi ve masum dileklerimizi beklemektedirler. Kendinizi emanet edeceğiniz bir gül, bir omuz, bir kayan yıldız bulmanız dilekleriyle...
Kutlu olsun Hıdırellez
Kızların ağıtlar düzerken bosna yaylalarında,
Acıya bulanmıştı şenlikleri,
Ederlezi yine gelmişti her sene geldiği gibi,
Ne bilsin burada yetim kızlar var
Bu sene ederlezi babasız kalmıştı
Yetim kızların yürekleriydi gelen.
Sarı saçları mavi gözleriyle,
Gökyüzü bile özenirdi güzelliklerine,
Deniz utanırdı mavisinden,
Cenazelere uğurlanmıştı ederlezi,
Şurada yatan kefensiz, babalarımızdı
Boşnak kızları goran'ın,
Yetimdi sarıları, yetimdi mavileri.
Ah ederlezi, niye geldin bu sene
Bilmez misin, buradaki kızlar yetim
Şurada yatan babalarımızdı, kefensiz
Yaslar bağladı sarı saçlarımız
Babasızdı mavi gözlerimiz
Ve goran, haykır yine bosna dağlarına
Ederlezi kızlarım, ederlezi
Kutlu olsun Hıdırellez
Kızların ağıtlar düzerken bosna yaylalarında,
Acıya bulanmıştı şenlikleri,
Ederlezi yine gelmişti her sene geldiği gibi,
Ne bilsin burada yetim kızlar var
Bu sene ederlezi babasız kalmıştı
Yetim kızların yürekleriydi gelen.
Sarı saçları mavi gözleriyle,
Gökyüzü bile özenirdi güzelliklerine,
Deniz utanırdı mavisinden,
Cenazelere uğurlanmıştı ederlezi,
Şurada yatan kefensiz, babalarımızdı
Boşnak kızları goran'ın,
Yetimdi sarıları, yetimdi mavileri.
Ah ederlezi, niye geldin bu sene
Bilmez misin, buradaki kızlar yetim
Şurada yatan babalarımızdı, kefensiz
Yaslar bağladı sarı saçlarımız
Babasızdı mavi gözlerimiz
Ve goran, haykır yine bosna dağlarına
Ederlezi kızlarım, ederlezi
04 Mayıs 2014
Bu eksik sana değil, bana ait. Bende inanmak noksanmış. Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanamadığım için, sana aşık olmadığımı zannediyormuşum. Bunu şimdi anlıyorum. Demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar. Ama şimdi inanıyorum. Sen beni inandırdın. Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum.
S.A.
S.A.
Daha
Kısırdöngü asla yok olmaz. Sadece genişler, sonra da kendini unutturur. Niye? Çünkü döngü dediğin, bildiğin daire. Üstünde tam tur atmak öyle uzun sürer ki, aynı noktadan ikinci kez geçtiğini anlayamazsın bile. Hatta bazen, kısırdöngü öyle bir genişler ki başladığın yere dönmeye ömrün bile yetmez. İnsan da, kör bir at gibi koşturur üstünde. Düz gittiğini zanneder. İlerlediğini. Hatta ilerlerken öldüğünü düşünüp son nefesini bile huzurla verir!
H.G.
H.G.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)