27 Temmuz 2011

Amy Mcdonald - Run

Ve kalbim ağrıyana kadar seveceğim
Ve kalbim kırana kadar seveceğim
Ve daha fazla yaşayacak şey kalmayana kadar seveceğim

Diyen sevgili amy'cim daha neyi özetleyebilirdin ki?

26 Temmuz 2011

Melankolik anlarından..

Ruhun bedenimden bağımsız,
Yüreğim vücudumdan ağır
Bu ağırlık nasıl hafifler ki?
Belki bir dokunuş,
Belki de yüreğin sessiz kalan notaları…
Yürek sıkıldı koşturmalardan, koşuşturmalardan…
Oysa ki hayat her şeye rağmen güzel diyorum
Bütün devrik cümlelerin için de kim hatalı diye bakıyorum
Özneyle yüklemin bunca senedir süregelen dostluğunu..
Sadece bir virgülün eksikligi icinde kayboluşunu izliyorum…
Sonra da noktayı koyuyorum hayatın tıkanan yerine
Sonra bir daha bir daha…
Cümlelerim ufalıyor diyorum, aramızda bir virgülün eksikliği olmasın
Bir de bakıyorum noktayı koyduğum yere, o kadar ufalmışım ki…
Sadece bir ben kalmışım gizli özne kıvamında…
Umut diyorum,
Işık diyorum,
Düşler diyorum
Ve hayat sana diyorum!…
Neden böylesin mutluluk diyorum ve konuşamıyorum yüreğim susuyor
“Soyulur mu kabuğu hayatın yoksa bütün vitamini kabuğunda mı?”
Hayatın kabuğunu kırmalıydı ki mutlu olabilmek için…
Ve sonuna geliyorum hayatın…
Büyümek için mutluluğu yaşamak için,
Acıyı sevmek gerekir diyorum…
Ve de anlıyorum ki ;
“Ağaçlar toprağa acı verdikçe büyüyor”

20 Temmuz 2011

Beni yanlış öptüler..

Beni yanlış evlerde aradılar, süt dökmüş kedilerin, kapısı kilitli dağların yamacında.
Gereğinden fazla süren suskunluğun eşiğindeydim oysa.
Kadınları, kuşları, kendimi, pamuk tarlalarını hiç terketmedim ama. beni yanlış evlerde aradılar, kurumuş bir bahçenin duvarında. Beni yanlış öptüler..


Şarkıylada huzura doğru bir yelken açalım..

Size

nasılsın diyerek başlayan telefonlarınıza
(garip, tuhaf aslında)
beyaz bembeyaz tabiatımla
‘iyiyim’ diyorum.
yani aslında korkuyorum
bütün bunlar kıyamet
bütün bunlar cinnet
bütün bunlar cinayet demeye
bir daha düzeltilemeyecek sözler
söylemeye korkuyorum.

telefonla birlikte ışığı da kapatıp
bol şanslar deyişiniz, şanslar deyişiniz, deyişiniz
çınlarken içimde,
bunun beni ne kadar kırdığından
hiç bahsetmedim.
bahsetmediğim çok şey var daha
yaz çiçekleri, cam çiçekleri ölüyor
akşamın altını, gümüşe dönüyor
bunlar da önemli elbette
en az,
bana ihaneti öğrettiğiniz
bana kanatlarımı bıraktırdığınız kadar.


odadaki ışığı,
tenimdeki tuzu kırdım
yastıklarda kuruyan gözyaşını,
ufku
terk ettim.
söz kirlendi,
kendi uzayımda kendime
garsonluk etmekteyim.

sizinle yaşadığım her şey kıyamet,
sizinle yaşadığım her şey cinnet,
sizinle yaşadığım her şey cinayetti.
ruh kirlendi
kalbimin kenarında atını durduranlar için
akrep beslemekteyim 

19 Temmuz 2011

Bandista - Hoşçakal

Militan sevdamız..

Darbeler yapıldı bir Eylül sabahı tarumar ettiğin duygularıma
Yokluğuna mevzilendi yalnızlığım
Mavzerler çevrildi bırakıp kaçtığın yüreğime
Sol yanım,seni seven yanım harabeler içinde şimdi
Adının bir dua gibi çıktığı dudaklarım suskun artık
Yalnız gözlerim konuşuyor,suskun gecelerde tenimle
Hüzün sardıkça sarıyor çehremi
'Hiç ayrılmayalım' dediğin o an geliyor

Şarkı'yla bir ilgisi yok, hoşnutuz ve mutluluğa bir adım daha yakın olmak içindi..

Aslında yıllardır tanıyorduk birbirimizi, sonrası heyecan, tutkuydu..

"Biz onunla hiç dünya problemlerini konuşmamıştık. Normalde birine aşıksanız dünyanın geri kalanıyla ilgilenmezsiniz. Ama ben o varken daha çok ilgileniyordum. Çünkü onun yaşadığı yerin iyi olması gerekiyordu."

Sıcak saatlerin acısına..

Sıkıntının gittikçe şişen ve patlayamayan bir balona dönüştüğü noktadayım. Tek bir iğneye ihtiyacım var ve ben onu samanlıkta aramak zorundayım.

Sıla'yla da kafamızın gittiği yere..
 

15 Temmuz 2011

Andır Konstrakşın

Yeni yeni tırmalıyorum, ağızda dağılırcasına.. Kurabiye niteliğinde ;)