30 Ağustos 2015

Palyaço

"rakı doldur!" dedim, "eksilmesin!"
ben bazen eksilirim biraz
aslında hepimiz eksilirmişiz biraz
bunu sonradan öğrendim

ben aslında her şeyi sonradan öğrendim
herkes herkesi sonradan öğrenirmiş
bunu da sonradan öğrendim

örneğin;

geçen gün bir kadınla seviştim
biraz değil çok seviştim

ya işte öyle palyaço
diyorum ki,
bunu da yeni öğrendim
sevişmek de eksilmekmiş biraz

Turgut Uyar

26 Ağustos 2015

Savrulan küllerim yeşiline düştüğü günden beri, 
mentollü bir mendil gibi, 
İnce bir ürpertiyle tütüyordu,
Buram buram...

ve tüm şehir üstüme gelirken
bir tek sen gelmiyordun

25 Ağustos 2015

Ah aşk!
Bir topluluğun fotoğraf çekildikten sonra
Dağıldığı
An.

17 Ağustos 2015

İnsanların bedeni enkaz olmuş, bırakın içinizde oluşan gönül enkazlarını.

Bundan tam 16 yıl önce saat 03:02'de gerçekleşen Kocaeli Gölcük merkezli depremde on binlerce insan hayatını kaybetti. Deprem bölgesi Türkiye'nin en önemli sanayi kuruluşlarının bulunduğu ve binlerce işçinin yaşadığı bir yer. Burada her an kırılabilecek bir fay hattının bulunduğu gerçeği, depremde yaşanan büyük can kaybının bir cinayet olduğunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Katiller ise aramızda dolaşıyor.

13 Ağustos 2015

Oysa hepsinin ötesindeki en büyük hatam kafamda bitirdiğim ve bir gün mutlaka söyleyeceğim dediğim şeyi ertelemekti. Ertelemek sanki yarınınızdan eminsiniz gibi verdiğiniz o karar. Kafanda bir şey varsa bugün yapmalısın. O gün yapmalıydım. Bildiğim bir şey var ki onu bulduğumda bir an bile ertelemeyeceğim.
Hep sonraya ertelemek hep bir sonrakine yarının ne getireceğini bilmeden bir daha bu duyguyu yaşayıp yaşayamayacağını bilmeden. Hangi sonraya sonra diye bir şey yok. Bu gün var belki yarın yok...

Aşk bir kişinin dünyanın geri kalanından daha önemli olmasıdır.

Son Ders

O’nun pahasına, bugüne kadar bütün yaşadıklarımı, çabalarımı silmek istediğim, hayatta geri dönmek istediğim tek andan başlatmak istiyorum her şeyi. Orada o kararı vermemiş, verememiş olmanın pişmanlığını ömrüm boyunca yaşadım ben çünkü. Ve bütün olanlardan yıllarca sonra, içime bir yumruk gibi oturan, bunu yazmama sebep olan şey. 

Yaşadığım o ülkede bir doktorun gözlerimin içine baka baka bir başka dilde hayatımın sonlanmak üzere olduğunu söylemesiydi. Evet,
Yola çıkışımın sebebi doktorumun her günümü son günüm gibi yaşamamı istemesiydi benden.
Tatile çık dedi bana o adam. Tatil dünya turu görmek istediğim yerleri görmek. Hiç biri değil dünyayla vedalaşırken görmek istediğim en önemli hesabım, Sevim'i hayatım boyunca hiç kimseyi sevmediğim kadar sevdiğim o kadını bulup ona onu sevdiğimi söylemekti. Ona o gün söylemediğim her şeyi içimde büyüyen o yumruğu anlatmak. Belki son anımda ona sarılmak.
Şimdi kendimi buna hazırlıyorum belki bu bile ertelemek ama artık bu son durak, biliyorum hazır olacağım ve karşısına çıkacağım.

Hayatım boyunca ona git deyişimin sebebi küçük karanfillerimi kaybetmek istemememdi belki.
Oysa o kararı verseydim ona daha önce sağlığımda gitseydim, belki de bütün ömrümde çektiğimden çok daha az acı çekerdim.

12 Ağustos 2015

Sırlar Cemiyeti

Bir sırrım var. Korkum, paylaşamadığımdan mı? Derinlerimde acı çeken yanıma bir el uzanamaması mıydı?
Kadem basıp çekildim. Keşfedilmeyi bekleyen bir Ada gibi...

Bir gün bu ülkenin başucuna bir not yanağına da bir öpücük kondurup gideceğim. Çok tatlı uyuyordun uyandırmaya kıyamadım diyeceğim.
Aziz Nesin

07 Ağustos 2015

Hayallerindeki adam olmadığımı anladığında, beni değiştirmeye çalışacağına, susarak bir duble rakı içseydin benimle bir çok şey kendiliğinden değişirdi. Yanıma, kırılacağı baştan belli hayallerle sokulacağına oturup birer bira içseydik keşke. Hiç değilse içer misin diye sormadan çay suyu koysaydın ocağa. Sen suyun kaynamasını beklerdin ben seni beklerdim ve aradaki boşluğa bir aşk ihtimali sıkıştırırdık…

Kadın: Pişman olduğunu hissettiği anda, sarıldığı adamın kalbine dokunamadı ve usulca çekildi.

Adam: Sessizce uzaklaştı. Yaşanmış, tecrübe edilmiş aşk kırıntılarını topladı ve bir bira daha koy dedi. 
Yakın Dış Ses: Masanızı benimle paylaşır mısınız?
...
Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız.

01 Ağustos 2015

İnsan ne kadar unutmaya çalışırsa çalışsın geçmişini asla unutamaz. Hep bir iz… Bazen küçük bazense büyük bir iz kalır onda. Bu izleri öyle kolay kolay silemezsin. Kimi zaman da her şeyi unutmuş gibi görünür ama hep küçük bir parça vardır ona tüm geçmişi hatırlatan. 
İnsan geçmişinden utanmamalı, korkmamalı. Her ne yaptıysa açık açık söyleyebilmeli, sahiplenebilmeli onu. Bazen de işte onu orada öylece bırakıp gitmek, hiçbir şeyi hatırlamamak istersin. Pişmanlıklarını, üzüntülerini… Çünkü ne kadar bağlı olsan da, ne kadar çok sevsen de yoluna devam etmek zorundasın.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi